Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Enver Bilge

Reklam
Çünkü haksızlıklara karşı ayaklanmanın potansiyeli, şahsiyettir! Şahsiyetini bulmamışların, ezilmekten, ona buna köle olmaktan başka hiçbir meziyetleri yoktur. İşte bu gibilerin, Diyojen'in yaptığı gibi, ellerine bir fener alıp kaybolmuş şahsiyetlerini aramaya çıkmaları gerekir.
Sonra bunun ardından kalpleriniz yine katılaştı, taş gibi; hatta daha katı oldu. Çünkü taş vardır ki, içinden ırmaklar fışkırır. Taş vardır ki yarılır da içinden sular çıkar. Taş da vardır ki, Allah korkusuyla (yerinden kopup) düşer.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
221 syf.
10/10 puan verdi
·
21 günde okudu
Peygamberler Tarihi
Peygamberler Tarihiİhsan Süreyya Sırma
8.8/10 · 380 okunma
352 syf.
9/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Manevi Bahar Mevsimi Ramazan
Manevi Bahar Mevsimi RamazanMahmud Esad Coşan
9.2/10 · 360 okunma
Reklam
Allah'ım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affeyle!"
Tebessüm daima güzelliği, "suratsızlık" ise daima şerri getirir.
"Şükrederseniz, size verdiğim nimetleri artırırım." (İbrahim suresi 7. Ayet)
Peygamberimiz bir hadisi şerifinde; "Nice oruç tutan kimse vardır ki eline, aç-susuz kalmaktan başka bir şey geçmemiştir."
Reklam
Şeriate göre takva üç mertebedir: Bu mertebelerin en aşağısı, -iman ve İslam'ın asgari şartı olan- küfürden sakınmaktır En alası ise gönlü, Allah celle celâlüh Hazretlerinden -velev bir an bile olsa- alıkoyan her şeyden sakınmak ve cümle mâsivadan îrâz eylemektir. Takvânın orta derecesi ise ki çok kere takvâ denilince bu anlaşılır insanın âhirette kendisine ceza, azap ve ikap getirecek işlerden sakınması, kalbini ve niyetini dürüst ve pak tutmasıdır.
Oruç asla, sadece yeme içmeden kesilmeden ibaret değildir; bilakis her Müslüman, orucun nefs-i emmâreyi yenme, iradeyi kuvvetlendirme ve neticede takvâyı kendine hâl edinme ana gayesine hizmet eden bir idman ve egzersiz olduğunu daima göz önünde tutmalıdır.
Peygamber efendimiz buyuruyor; "Gitmeyene sen gideceksin."
Peygamber efendimiz bildirmiş: "Bizim en büyük düşmanımız, kendi nefsimizdir."
Amma orucu sadece mideye değil, bütün âzâya, bedene, akla fikre, göze kulağa, dile, ele... de tutturmak esas şarttır. Çünkü fesat işleyenin, şer düşünenin, harama bakanın, yasaklı şeyleri dinleyenin, dile geleni kontrolsüz söyleyip, ele geçeni haram-helâl demeden yiyenin, sövüp sayanın, dövüp kalp kıranın... orucuna hiçbir sevap yoktur. Bu husus çok iyi biline ve mucibince amel oluna...
3.293 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.