Sofie'nin Dünyası'nı okurken kitabın sonunda kendime şu soruyu sordum: "Sahi acaba ben Sofie'nin yerinde mi olmak isterdim, yoksa Hilde'nin yerinde mi?"
Hilde gerçeğin, maddenin olduğu âlemde bir yaşam sürüyordu, Sofie ise kendi çabalarıyla başkasının zihinsel kurgusundan çıkıp kendine yeni bir yaşam var etmişti, bu yaşamda anladığımız mânâda bir hayat yoktu ancak hayatın olmamasına karşın ölüm de yoktu..?🤔