Ebu Musa el-Eş'ari'nin radıyallahu anh şöyle dediği rivayet edilmiştir:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yanında bulunduğumuz sırada bazı kimselerin yüksek sesle dua ettiklerini duyunca onlara şöyle buyurdu:
إِنَّكُمْ لا تَدْعُونَ أَصَمَّ وَلا غَائِبًا
“Siz sağır ve gaipteki birine seslenmiyorsunuz!”
Buhari, Megazi, 40
32- "De ki: <<Allah'ın, kulları için yarattığı zîneti ve temiz rızkı kim haram kılmış?>> De ki: << Bunlar, dünya hayatında mü'minler içindir. Kıyamet gününde ise yalnız onlara özgüdür. İşte bilen bir topluluk için âyetleri, ayrı ayrı açıklıyoruz.>>"
Mislî malın vasıfları tâyin edildiğinde aynı şey borç olarak ispat edilir, zimmetledir. Gayr-ı misli mallar bunun aksine olup zimmetin aynısı borç olarak kalmaz.
Sayfa 304 - Mislî ve Gayr-ı Mislî (Kryemî) MallarKitabı okuyor
Piyasada benzeri olmayan veya benzeri olup da birbirleri arasında büyük ayrılık bulunan, normal olarak benzeri karşılanmayan şeylerdir. Evler, deve, koyun ve benzeri hayvanlar, kıymetli taşlar, yazma kitaplar ve benzerleri gibi.
Sayfa 304 - Mislî ve Gayr-ı Mislî (Kryemî) MallarKitabı okuyor
Parçalarının her bir birimi arasında ayrılık olmayan veya az bir ayrılıkla beraber piyasada benzerinin bol ve rahatça bulunması sebebiyle önem arzetmeyen mallardır. Bu nevi mal normal olarak tartı, ölçü veya sayıyla takdir edilebilir. Altın, gümüş, elmas ve benzerleri birinciye, zeytin ve hububat ikinciye örnektir. Hububatta tartı daha çok kullanıldığından ölçülebilenlerden değil, tartılabilenlerden sayılmıştır. Üçüncüye (sayılabilenlere) misâl yumurta ve portakaldır
Sayfa 303 - Mislî ve Gayr-ı Mislî (Kryemî) MallarKitabı okuyor
Mecelle md. 145 "Misli mal; çarşı ve pazarda mu'teddünbih yani bahanın ihtilafını mucib bir tefavütsüz misli bulunan şeydir" ve md. 146 "Kıyemî mal; çarşı ve pazarda misli bulunmayan yahut bulunursa da fiyatça mütefavit olan şeydir" şeklinde, tanımlanır.(M.)
Musâ b. Ukbe, Esma bint Umeyr yoluyla şöyle nakleder:
Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer'e dedi ki:
"Ey Hattâb oğlu! Ben seni geride bıraktıklarıma bakarak yerime geçirdim. Resûlullah'a çokça arkadaşlık ettim. Gördüm ki o bizi daima kendisine, ehlimizi de ehline tercih ederdi. O derece ki onun bize verdiklerinden artanları biz tekrar onun ehline hediye ederdik. .."
29.-Ebû Yûsuf dedi ki: Yahya b. Saîd, İsmail b. Ebî Hakîm ve Ömer b. Abdülaziz'den şöyle nakletti: Ömer b. Abdülaziz dedi ki:
"Şüphesiz Allah seçkin zümrenin yaptıklarından dolayı umumi halkı sigaya çekmez. Fakat kötülükler aleni olarak işlendiği vakit mâni olmazlarsa hep birden azaba müstahak olurlar."