Herkes fedai, herkes kahraman, herkes büyüktü.
Tarihin en eski milletlerinden biri, ateşten geçerek, kan içinde, bir daha uyumamak, benliğini unutmamak, kandırılmamak, sömürülmemek, ezilmemek, ölmemek üzere çığlık çığlığa diriliyordu.
“Hayata sığmak kolay değil, elin kolun sığsa tuttukların sığmıyor, ayakların girse hayallerin girmiyor, belin dönse gözün arkada bıraktıklarında kalıyor, hep bir darlık, darlık, sıkışma, sonra da bakılıyor ki insan gire gire daha giriş kapısında durmuş, orayı da tıkamış, ötesi bomboş, yiğitsen ilerle.”
(Şule'm Gürbüz'üm...)
“Cenâb-ı İbrahim’in mutlak teslimiyeti ateşin gülşene çevrilmesine sebep olmuştur. Bu hadisenin sadece o devirde olup bittiği zannedilmesin, teslimiyet her devirde ateşi gülşene tebdil eder.”
Saadettin Ökten/Yahya Kemal'in Rüzgarıyla