Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dağ Ceylanı

Düşüncesiz, dikkatsiz bir halde yürüyüp dururken asker kendini birden yere atar ve bir sürü mermi parçası başının üstünden uçup geçer... Oysa ki bu adam ne mermiyi duyduğunu, ne de yere yatmayı düşünmüş olduğunu hatırlayamamaktadır. Bu içgüdüsü olmasa şu anda paramparça bir et yığını haline gelecekti. Onu yere yatıran ve canını kurtaran şey işte bu gizemli hayvanca içgüdüsüdür. Öyle olmasa şimdiye kadar Avrupa'da tek canlı insan kalmazdı !
Reklam
Sahte olan, yapmacık olan, asılsız olan hiçbir şeyi düşünemez hale geldik. Yalnızca gerçekler var bizim için, şimdi; bir onlar önemli ! İyi çizme bulmakta şu sırada pek güç...
158 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Sur Kenti Hikayeleri
Sur Kenti HikayeleriAli Ayçil
8.5/10 · 1.160 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ben sırf acılar içinde öldürülen sevdiğim adam bu kitabın içinde diye geldim buraya. Onun hikayesini siz de okudunuz, siz de şaştınız ölümüne. Dilber'in kimse açıp söyleyemediği sırrını sizde sofralara sermeyin. Ama onun hangi hikayenin kahramanı olduğunu mutlaka çıkaracaksınız. Eğer çıkaramazsınız Makbule'ye bir ömür tükettiren acının rengini göremezsiniz.
Reklam
O aklına düşen sorudan kendini alamadığı için, tıpkı bir toz bulutu gibi avuçtan avuca gezip durdu yıllarca. Ve gördü ki, sırrını çözdüğü her avuçta insanla vicdanı arasında mesafe açılıyor. Gördü ki, görünen hayatların pek çoğunun bir başkası tarafından görülmeyecek kadar kalın bir astarı vardır. İnsanlar balçıklarını tıpkı bir zırh gibi kullanıyorlardı. Bir zırh gibi kullanıyorlar, başkalarından sakladıkları ne varsa o zırhın içine doluşturuyorlardı. O zırh tıka basa dolunca bir genişliğe ihtiyaç duyuyor, ellerini çoğunlukla bu vakitte açıyorlardı gökyüzüne. Herkes içinde başka bir dünya, başka bir arzu, başka bir kişi taşıdığı için hayat, gerçek yüzü özenle saklanmış zekice bir oyna dönüşüyordu.
Doğup büyüdüğü kenti, bir eşkıya olarak tam 22 yıl boyunca ziyarete geldi Konos. Geldi ve ahırlardan tay, sandıklardan altın, dolaplardan giysi çıkarıp, onların yerine kendi korkusunu koyarak yeniden dağlara döndü. yol kesip yolcuları üzdü; haber gönderip, canının sıcak ekmek, taze et, temiz giysi dilediğini bildirdi. Yine de başkalarını küçük düşürmekten duyduğu hazza iki lekeyi bulaştırmadı Konos: Kimsenin namusuna yeltenmedi ve kanı istenmedikçe kılıcına kan bulaştırmadı. Sur kentinin insanları, içlerinden çıkmış bu biçimsiz, bu çirkin zorbanın bütün çalıp çırpmalarını ortak bir isimle onurlandırdılar sonunda: " At hırsızı."
Mahinur'a gelince her kadından farksız olarak o da bendeki en küçük değişikliği anında hissedebiliyordu. Onun diğer kadınlardan farkı sadece bir ay boyunca kendisiyle gidemediğim günler arasında cedelleşirken değil, gitmeye karar verdiğimi kendisine açtığımda da susması oldu. Biliyor musun sırdaşım İbn Cüzeyy, o suskunluk anlatılamaz !
872 öğeden 856 ile 870 arasındakiler gösteriliyor.