Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

SÜHA YILDIRIM

SÜHA YILDIRIM
@Diyalekti2121
Sıkı Okur
KURGU DIŞI HESABIM
'EKSEN ÇAĞI' SONUÇ
Milattan önceki bin yıl, üç ayrı evrensel düzenin ortaya çıkışına sahne oldu. Bu düzenlerin takipçileri, tarihte ilk defa tüm dünyanın ve tüm insan ırkının tek bir sistemle yönetilen tek bir birim olduğunu hayal edebiliyordu. Herkes, en azından potansiyel olarak "biz"di, artık "onlar" yoktu. İlk evrensel düzen ekonomi üzerinden yükseldi: parasal düzen. İkinci evrensel düzen siyasiydi: imparatorluklar düzeni. Üçüncü evrensel düzense diniydi: Budizm, Hıristiyanlık ve İslam gibi dinlerin evrensel düzeni.
Sayfa 179Kitabı okudu
Reklam
''Eksen Çağı'' Dönüşümü
Pratik bir bakış açısıyla, küresel birleşmedeki en önemli aşama geçti- ğimiz birkaç yüz yılda imparatorluklar büyüyüp ticaret hacmi artınca meydana geldi. Afrika-Asya, Amerika, Avustralya ve Okyanusya halkları arasında giderek sıkılaşan bağlar kuruldu. Bu sayede Meksika acı biberi Hint mutfağına girerken İspanyol inekleri Arjantin'de otlamaya başladı. Bundan daha da önemli bir gelişmeyse milattan önceki bin yıl içinde, evrensel bir düzen fikri kök saldığında yaşandı. Bundan önceki binlerce yıl boyunca tarih zaten küresel birlik yönünde yavaş da olsa ilerliyordu, ama tüm dünyayı yöneten evrensel bir düzen fikri çoğu kişi için hâlâ çok yabancıydı Homo sapiens, insanların biz ve onlar olarak ayrıldığını düşünecek şekilde evrildi. "Biz" hemen yakınımızdaki insan grubu, "onlar" da geri kalan herkesti. Normalde de hiçbir hayvan, ait olduğu türün tamamının çıkarına göre hareket etmez. Hiçbir şempanze, şempanze türlerinin çı- karlarıyla ilgilenmez, hiçbir salyangoz küresel salyangoz topluluğu için bir antenini bile kaldırmaz ve hiçbir aslan alfa erkeği tüm aslanların kralı olmak için bir girişimde bulunmaz; ayrıca hiçbir arı kovanının girişinde şöyle bir slogan göremezsiniz: "Dünyanın tüm çalışan arıları, birleşin!"
Sayfa 178Kitabı okudu
Tıpkı ortaçağ kültürünün Hıristiyanlıkla şövalyeliği birleştireme mesi gibi modern dünya da özgürlük ve eşitliği bir araya getirmekte zor- lanmaktadır. Bu bir hata değildir. Bu tip çelişkiler her insan kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır. Hatta bunlar kültürel gelişimin motorudur, türü- müzün yaratıcılığının ve dinamizminin en başta gelen sebebidir. Tıpkı aynı anda basılan iki müzik notasının müziği ileri götürmesi gibi düşün- celerimizdeki, fikirlerimizdeki ve değerlerimizdeki uyumsuzluklar bizi araştırmaya, eleştirmeye ve yeniden değerlendirmeye mecbur eder. Tu- tarlılık, durgun zihinlerin oyun alanıdır
Sayfa 173Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kültür genellikle sadece doğal olmayan şeyleri yasakladığını ileri sü- rer, ama biyolojik bir perspektiften bakınca her şey doğaldır. Mümkün olan şey, tanım gereği doğaldır. Gerçekten doğal olmayan, doğa yasalarına aykırı bir tavır zaten ayakta kalamaz, bu yüzden de yasaklanmasına gerek yoktur. Hiçbir kültür, insanların fotosentez yapmasını, kadınların ışık hızından daha hızlı koşmasını veya negatif yüklü elektronların birbirine doğru çekilmesini yasaklamaya kalkmamıştır.
Sayfa 155Kitabı okudu
EVRİM İNSANLARA FUTBOL OYNAMA yeteneği kazandırmadı. Topa vur- mak için bacaklar, rakibi dirseklemek için kollar ve sövmek için bir ağız yarattı, ama bunlar aslında futbol oynamamızı değil, sadece kendi kendi- mize penaltı çalışabilmemizi sağlardı. Bir öğleden sonra okul bahçesin- de tanımadığımız insanlarla futbol oynayabilmek için hem onlarla daha önce hiç tanışmadığımız halde bir takım gibi davranabilmemiz, hem de karşı takımdaki 11 kişinin de aynı kurallarla oynadığından emin olma- mız gerekir. Yabancılarla belli ritüeller için bir araya gelen diğer hayvan- lar, bunu içgüdülerine dayanarak yaparlar. Örneğin dünyanın her yerinde yavru hayvanlar birbirleriyle boğuşurlar ve bu davranışlar genlerine kazınmıştır. Oysa insanlarda futbol oynama geni yoktur. Oynayabilirler çünkü hepsi futbolla ilgili tamamı aynı bir dizi kuralı ve fikri benimsemişlerdir. Bu kuralların ve fikirlerin hepsi hayalidir, ama herkes aynı hayali paylaşınca oyun oynanabilir hale gelir
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
Amerikan Doları, insan hakları ve Amerika Birleşik Devletleri de milyonlarca insanın ortak hayal gücünde yaşamaktadır ve hiçbir birey onların varlığını tehdit edemez. Eğer ben dolara, insan haklarına veya ABD'ye inanmayı bırakırsam bir etkisi olmaz. Bu hayali düzenler özne ler arasıdır, bu yüzden de onları değiştirmek için aynı anda milyarlarca insanın bilincini değiştirmemiz gerekir ki, bu çok kolay değildir. Bu öl- çekte bir değişim sadece bir siyasi parti, ideolojik hareket veya dini bir ta- rikat gibi karmaşık bir örgütlenmenin yardımıyla başarılabilir. Öte yan- dan bu tür karmaşık örgütleri kurmak için pek çok yabancıyı birbiriyle işbirliği yapmaya ikna etmek gerekir. Bu da ancak bu yabancılar ortak paylaşılan bir mite inanırsa gerçekleşebilir. Dolayısıyla mevcut bir hayali düzeni değiştirmek için alternatif bir hayali düzene inanmamız gerekir. Peugeot'yu ortadan kaldırmak için ondan daha güçlü bir şeyi, sözge- limi Fransız hukuk sistemini hayal edebilmemiz gerekir. Fransız hukuk sistemini ortadan kaldırmak için ondan daha güçlü bir şeyi, mesela Fransız devletini hayal edebilmemiz gerekir. Eğer bunu da ortadan kaldırmak istersek bundan da güçlü bir şeyi hayal edebilmemiz gerekir. Hayali düzen dışında bir yol mümkün değil. Etrafımızdaki hapishane duvarlarını yıkıp özgürlüğe koştuğumuzda aslında daha büyük bir ha- pishanenin geniş bahçesine doğru koşuyoruz.
Sayfa 128Kitabı okudu
Çok açık şekilde görül düki mitler herkesin hayal edebileceğinden daha güçlüydü. Tarım Devrimi yeni kalabalık şehirler ve başarılı imparatorluklar yaratma fırsatını ortaya çıkarınca insanlar büyük tanrılar, anavatanlar ve anonim ortak- lıklar hakkında hikâyeler icat ederek ihtiyaç duyulan toplumsal bağları sağladılar. İnsan evrimi her zamanki gibi salyangoz hızıyla ilerlerken, insanın hayal gücü dünyada henüz eşi görülmemiş devasa bir kitlesel işbirliği ağı yarattı.
Sayfa 115Kitabı okudu
Tarih çok az insanın "yaptığı", geri kalanların da tarla sürdüğü veya su kovaları taşıdığı bir şeydir.
Sayfa 113Kitabı okudu
Harika
Tarih boyunca çobanlar ve çiftçiler hayvanlarına büyük sevgi gösterdiler ve onlara iyi bakmaya çalıştılar, tıpkı köle sahiplerinin kölelerini sevip on- lara iyi bakmaya çalıştıkları gibi. Kralların ve peygamberlerin kendileri- ni çoban olarak göstermesi ve bir çobanın sürüsüne özen gösterdiği gibi halkına özen göstereceğini iddia etmesi tesadüf değildi.
Sayfa 109Kitabı okudu
Avcı toplayıcılık devrinden beri insan beyninin küçüldüğüne dair kanıtlar var. O dönemde hayatta kalabilmek, herkesin muhteşem zihinsel becerilere sahip olmasını gerektirirdi. Tarım ve sanayi ortaya çıkınca, insanlar hayatta kalabilmek için giderek diğer insanların becerilerine daha fazla güvendiler ve "embesiller için yeni fırsatlar" ortaya çıktı. Üretim bandında çalışan bir işçi olarak, sıradışı olmayan genlerinizle hayatta ka- labilir ve bunları bir sonraki nesle aktarabilirsiniz.
Reklam
Sapiens sadece hammadde ve gıda için toplayıcılık yapmıyor, aynı zamanda bilgi de topluyordu. İnsanların hayatta kalabilmek için bölgelerinin detaylı haritalarını akıllarında tutmaları gerekiyordu. Günlük gıda arama etkinliğini en üst düzeye çıkarmak için, tüm hayvanların alışkanlıklarını ve tüm bitkilerin büyüme biçimlerini bilmeleri gereki- yordu. Hangi gıdaların besleyici olduğunu, hangilerinin hasta ettiğini ve diğerlerinin de nasıl ilaç olarak kullanılacağını bilmeleri gerekiyordu. Mevsimlerin ilerleyişini, bir kuraklığın veya fırtınanın öncü işaretlerini tanımaları gerekiyordu. Bu yüzden de yakınlarındaki tüm akıntıları, ceviz ağaçlarını, ayı mağaralarını ve çakmaktaşı birikimlerini inceliyorlardı. Tüm bireyler taştan bıçak nasıl yapılır, yırtık bir pelerin nasıl onarılır, tavşan tuzağı nasıl kurulur, çığ düşünce, yılan ısırınca ve aç bir aslanla karşılaşınca ne yapılır, bilmek durumundaydı.
Köpekler hem avlanmak hem de savaşmak, ayrıca vahşi hayvanlara ve davetsiz misafirlere karşı da bir alarm sistemi olarak kullanılıyordu. Nesiller boyunca, iki tür birbirleriyle daha iyi iletişim kuracak şekilde birlikte evrildi. İnsanların ihtiyaçlarına ve duygularına en çok dikkat eden hayvan olan köpekler, insanlar tarafından diğer hayvanlara göre daha çok ilgi görüp beslendiler, bu yüzden de hayatta kalma şansları daha yüksekti. Eşzamanlı olarak köpekler de, insanları kendi ihtiyaçları için manipüle etmeyi öğrendiler. 15 bin yıllık bağ, insanlarla köpekler arasında, insanlarla diğer hayvanlar arasındakinden çok daha derin bir yakınlık ve karşılıklı anlaşma yarattı; hatta bazı durumlarda köpekler de tıpkı insanlar gibi törenle gömüldüler.
Hararari, harbiden büyüksün
Sadece Homo sapiens'in var olmayan şeyler hakkında konuşabildiği iddiası herkesçe kabul edilebilecek bir önerme. Bir maymunu, ölümden sonra gideceği maymun cennetindeki sınırsız muzla kandırarak elindeki muzu vermeye asla ikna edemezsiniz.
Muhtemelen hem dedikodu hem de "nehrin kenarında aslan var" teorisi geçerlidir. Dilimizin gerçekten özgün olan tarafıysa, insanlar ve aslanlar hakkında bilgi paylaşımına olanak sağlamasından çok, var olmayan şey- ler hakkındaki bilginin aktarılmasını sağlamaktır. Bildiğimiz kadarıyla sadece Sapiens hiç görmediği, dokunmadığı veya koklamadığı varlıklar hakkında konuşabiliyor. Efsaneler, mitler, tanrılar ve dinler ilk kez Bilişsel Devrim sayesinde ortaya çıktı. Daha önce pek çok hayvan ve insan türü "Dikkat et! Bir aslan!" diye uyarı gönderebiliyordu, ama Bilişsel Devrim sayesinde, Homo sapiens "aslan kabilemizin koruyucu ruhudur" deme becerisini kazandı. Kurgular hakkında konuşabilme becerisi, Sapiens dilinin en özgün yanıdır
Eyyy dedikodu! Sen nelere kadirsin.
İkinci bir teori, dilimizin dünyayla ilgili bilgi paylaşımıyla zaman içinde evrildiğini öne sürer ve elbette en önemli bilgiler, aslan ve bizonlarla değil insanlarla ilgili olanlardır. Bu teoriye göre dilimiz dedikodu yapma aracı olarak evrilmiştir ve Homo sapiens her şeyden önce sosyal bir hayvandır, sosyal işbirliği hayatta kalma ve üreme için kritik öneme sahiptir. Kadın ve erkek bireyler için aslanların ve bizonun yerini bilmek yeterli değildir, asıl önemli olan kabilede kimin kimden nefret ettiğini, kimin kiminle ilişkiye girdiğini, kimin dürüst ve kimin hilebaz olduğunu bilmektir.
104 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.