Doğukan Onak

Doğukan Onak
@Dogukaanonak
384 syf.
·
Puan vermedi
Bye Bye Türkçe
Bye Bye TürkçeOktay Sinanoğlu
8.8/10 · 4.953 okunma
Reklam
Matbaa, Türkiye'de on beşinci yüzyıldan beri biliniyordu. Gutenberg'in Avrupa'daki çalışmaları, Türkiye'deki yıllıklara göre usulünce kaydedilmiş ve matbaalar sultanın izniyle sadece azınlıklar tarafından Osmanlı topraklarına erken tarihte getirilmişti. İlk matbaa Yahudilerindi, ardından Rumların ve Ermenilerin matbaaları kurulmuştur. Kendi dillerinde ve alfabelerinde kitap basmalarına izin verilmekle birlikte Arapça hurufat basmaları kesinlikle yasaklanmıştı. O zamanki tartışmaya göre, Kur'an'ın yazıldığı hurufat kutsaldı ve bu nedenle de basılması bir tür hürmetsizlik sayılırdı. Bir diğer muhtemel etken ise hattat loncasının yerleşmiş menfaatleriydi.
Sayfa 165 - KronikKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Osmanlı Devleti birçok kimseyi dehşete düşürerek, gayrimüslimlere yönelik iki büyük ayrımcılığı kaldırma niyetini belli etti: İlki her yerde Müslüman Devletler tarafından gayrimüslimlere uygulanan cizye, ikincisi ise neredeyse her yerde geçerli bir kısıtlama olan silah taşıma yasağı. Bu reformlar, 18 Şubat 1856 tarihli yeni reform tüzüğü, Islahat Fermanı'nda somutlaştırılmıştır. Burada, padişah eskisinden daha açık bir ifadeyle, hem dine bakılmaksızın bütün Osmanlıların tam eşitliğini getiriyor hem de "atalarım tarafından eski zamanlarda, devletimdeki bütün Hristiyan topluluklarına ve Müslümanlık harici dinlere verilen imtiyaz ve dokunulmazlıkların hepsini" tekrar teyit ediyordu.
Sayfa 107 - KronikKitabı okudu
On dokuzuncu yüzyılın başlarında alt sınıftan fakir bir adamın İslam topraklarında zenginliğe, güce ve itibara erişme ihtimali Devrim sonrası Fransa da dahil herhangi bir Hristiyan Avrupa devletinde erişme ihtimalinden çok daha fazlaydı.
Sayfa 99 - KronikKitabı okudu
Reklam
Osmanlı deneyiminin ilk yüzyıllarında antlaşma yapmak basit bir meseleydi. Osmanlı Devleti şartlarını dikte eder, mağlup düşman kabul ederdi. Karlofça Antlaşması görüşmelerinde Osmanlılar ilk kez olmak üzere diplomasi dediğimiz tuhaf sanata başvurmak zorundaydı; böylece siyasi yollarla askeri neticenin sonuçlarını değiştirme ve hatta azaltmayı deniyorlardı. Bu hususta, İstanbul'daki iki yabancı elçiden, Britanya ve Hollanda'nın elçilerinden biraz yardım ve kılavuzluk aldılar.
Sayfa 28 - KronikKitabı okudu
Türkçü, Türk kimliğini açığa çıkarıp, Batılının ona olan baskısına karşı koyan adam demektir. Türkçü, tam bağımsız ve özgür bir ülke olarak devam etmesini sağlayan adam demektir. Nitekim Kuva-yı Milliye'yi ve Müdafaa-i Hukuk'u örgütleyenler Türkçülerdir.
Sayfa 370 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Cumhuriyet ilk nesillerini ısrarlı bir "güven aşılama" kampanyasıyla yetiştirmiştir. "Bir Türk dünyaya bedeldir", "Türk öğün, çalış, güven" vs gibi sloganlar, Mustafa Kemal tarafından bilinçli olarak ortaya atılıyor, bununla yüzyıllardır birbirini izleyen sürekli yenilgilerin bunalttığı Türk insanının başını dik tutmasını öğrenmesi amaçlanıyordu. Çünkü Mustafa Kemal Paşa bir şeyi iyi anlamıştı: Bağımsızlıkla bir ulusun kendine güveni arasındaki ilişkiyi. Kendilerine güvenemeyen uluslar, öteki ulusların oyuncağı oluyorlardı.
Sayfa 224 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kültürel anlamda Atatürkçülük ne İslam düşmanlığı ne de Batı Hayranlığıdır. Türk kültürünün Ulusallaşarak evrensel boyutlara ulaşmasının savaşını vermektir.
Sayfa 57 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Mustafa Kemal Atatürk'ün iç içe üç büyük eylemi var: Emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşı, padişaha karşı demokratik devrim, toplumun ümmet aşamasından "Millet" aşamasına dönüşümü. Savaşın emperyalizme karşı verilişi "Ulusallık" bilincini pekiştirmiş; padişah ve halife'nin emperyalizm ile iş birliği hareketin "Demokratlaşmasını" sağlamıştır. Mustafa Kemal, İstanbul'daki hükümete başkaldırdığı zaman "İhtilalci"; devraldığı toplumu dönüştürmeye koyulunca "İnkılapçı”dır.
Sayfa 15 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri13
57 öğeden 46 ile 57 arasındakiler gösteriliyor.