Çantamı bir kenara fırlatıp koltuğa çöküyorum. Sel gibi inan gözyaşlarımı durduracak gücüm yok. Avunmam için uzanacak sıcak bir dost elinden de yoksunum.
Ne yapacağım şimdi ben? Bundan sonrasında nasıl bir yol çizeceğim kendime...
“Boston, yürüyerek gezebilecek ender şehirlerdendir,“ diyor. “Arabayla bu tadı alamazsın.”
Bu sözler bir başka yeri hatırlatıyor bana: Bursa’yı! Bursa’yı da yürüyerek gezmemiş miydik? Nereden düştü gene aklıma...