"Fenikelileşememek. Ben bu sözü söylüyorum
Bu sözü sana söylüyorum bir gün gerekir nasıl olsa
Serhas'ın askerlerine gümüş zincirlerle döğdürdüğü
Öbür ucuna da gittim ben bu suyun,
Buradan taa peygamberler kıyısına kadar
Büyük suları sadece karpuz soğutmada kullanıyorlar
Fatih Sultan Mehmed gemilerini karadan yürüttü ya
Deniz kaçkını bir ulusun çocuklarıyız biz o gün bugün
Toprakçıl bir çapadır Denizyollarının arması bile,
Ama dilimizde yine de en ürpertili kelime deniz
Yine de sokaklarda bir kanal eğitimi
Dondurmacılarda bir ikinci kaptan tavrı
Teneşirlerde bir tekne beğenisi
Bir kazazede takısı bulunur sarhoşların yüzlerinde
Yine de faizcinin sesindeki hasır
Yelken olmaya özeniyor"
'Yazı Gerçeği' şiiri yayımlandığında Hoca'ya, o şiirde geçen bir soru dizesini sormuştum;- dize şuydu: İncelikler ne isterler? Hoca, dudaklarının ucunda iyice ufalmış sigarasını söndürerek [bir konuşmamızda günde 3 paket 'Birinci' sigarası tükettiğini söylemişti! Ayrıca Hoca'nın resmî ve aile fotoğraflarının dışında, dudaklarında ya da parmaklarında, sigaranın bulunmadığı bir tek fotoğrafı yok gibidir.] şöyle dedi:
"Ne isteyecekler! Anlaşılmak isterler."