Bir de ezanı hatırladım. O yıllarda ezan Türkçe okunuyordu. Menderes 14 Mayıs 1950'de iktidara geldi. Haziran'da Ramazan başladı ve Arapça ezan yasağı kalktı. İlk teravihi kılmak için Süleymaniye Camii'ne gittik. Caminin içi ve bahçesinin yarısı beyaz papatyalar gibi kadın cemaatle doluydu. Ezan Arapça okundu. Herkes sevinçten ağlıyordu. Bu manzaraya hayran olmuştum, hâlâ gözlerimin önünde.
Siz hiç kelimelerin doğurganlığına inanır mısınız? Ben inanırım… Kıskançlığın haseti, hasetin fesatı, fesatlığın kini, kinin önyargıyı, önyargının ise tüm bunların altında yatan uyuyan dev; özgüven eksikligini doğurduğuna
inanırım... Kim bilir belki de bunları yaşayanlar kendine güveni olmayanlar, iyiye güzele, doğruya tahammül edemeyenlerdi.
.... Kim bilir?
Biz kadınların adına talih dediğimiz yaşam eğrisini düzenleyen faktörler, sanıldığı gibi özgürlükler, medeni haklar, eğitim filan değil, Y kromozomudur. Y kromozomu, hayatımızın akışını tanzim eder.