Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

M.

Cizre Kentinin Türküsü
Cizre'ye vardım, Cizîra Botan'a Arı kuşu ile bülbül bir arada Yüreğimi yakan bu güzeldir valla Yüreğimi yakan bu kekliktir valla Türkü söylüyorlar birlikte aşka Lê, lê, lê kayboldu hısım akraba Gidiyorum ben Mir'e, Botan'a
Sayfa 47
Reklam
Dicle'nin Hüzünlü Türküsü
"... Dicle ne söylüyor? Kulak verin Dicle'ye, dikkatli, derin derin. Söyleyin, Dicle ne söylüyor, hangi kelimelerle neyi anlatıyor? Ben Dicle'nin dengbêj'i, size söyleyeyim, ses, ölülerin, kaybolmuşların ve unutulmuşların sesidir ve Dicle onların hüzünlü türküsünü söylüyor."
Sayfa 20 - İthaki Yayınları
Kendi Kanının Tadında Sarhoş Olmak
"Develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani. Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karışınca bu, devenin daha çok hoşuna gider. Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunu adı haresedir. Demin de söyledim hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir. Bütün Ortadoğu'nun âdeti budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur."
Sayfa 46 - Doğan Kitap

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İki dileğim
"İki dileğim olacak. Birincisi bana öyle bir ilaç verin ki uykum gelmesin ve yaşamımın geri kalanının her ânını yaşayabileyim. Çok yorgunum ama uyumak istemiyorum. Yapacağım çok şey var, hayatın sonsuza dek süreceğini sandığım günlerde hep ertelediğim şeyler bunlar, sonra, hayatın yaşanmaya değmeyeceğine inanmaya başlayınca da unuttuğum." "İkinci dilek neymiş?" "Buradan çıkmak, dışarıda ölmek istiyorum.... .... ........ .... . "
Sayfa 146
Akışı olmayan sulardayız..
Gözleri donuk değildi-değil- ama ince bir toz tabakasının ardından parlar gibi. Pisliğin, tortuların dipte değil de yüzeyde biriktiği, akışı olmayan suları andırıyor....
Reklam
Tanklardan tüfeklerden bir dünya yaratamıyorum ben kendime. O ise bebekleriyle, takımlarıyla bambaşka- ya da gerçeğin minyatürü- bir evren kurabiliyor. Kimi kez beni de- 'baba' rolünde alıyor bu evrenin içine, ama o zaman da oyuncaklarıyla eşdeğer bir işlevim olduğunu duyumsuyorum. Yani, dünya onun dünyası, ben oyuncaklar kadar cansızım- ya da onun canlandırdığı ölçüde varım.
Sayfa 3
Geri127
411 öğeden 406 ile 411 arasındakiler gösteriliyor.