Zihinlerimizin vahşi hayvandan farkı yoktur. Tanrı ya da ceza korkusuyla zihnimizi eğitmeye çalışsak da bazen teslim olmayı reddeder. İşler tam da bu noktada çirkinleşir.
Basit on yaşındayken önemli bir şeyi keşfetmişti. Her zaman güvendiği yetişkinler yalan söyleyebiliyordu. Aslında bu bir ihtimalden çok yatkınlıktı. Hayat değiştiren gerçekler kadar küçük, önemsiz detaylar konusunda da dürüst değillerdi.
Bir kocadan nefret etmek de onu sevmek de zaman alırdı. Zeba bunu diğer kadınlarla yaptığı sohbetlerden biliyordu. Duygu dediğimiz olay ne düğün gecesinde ne de sonraki gecelerde kendini gösterirdi. Adını ister nefretle ister saygıyla ansın, bir kadının kocasına olan hisleri birlikte geçirdikleri yıllara göre şekillenirdi. Hazırlanan binlerce yemekten, dünyaya getirilen birkaç çocuktan, sevilen birini kaybettikten, ayrı geçen birkaç geceden ve mevsimler gibi bir sıcak bir soğuk olan ruh hâllerinden sonra ilişkinin rengi belli olurdu.