"İnsanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. İnsanların" tecrübe"dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kesmiş bir insana"tecrübeli"denir.
Kel biri kendisine hakaret edince Diogenes şöyle cevap verdi. " Ben de sana hakaret etmiyeceğim, sadece böyle kötü bir kafayı terk ettikleri için saçlarını tebrik ediyorum :) :)
Çarşıda geri geri yürüyordu, insanlar kendisine gülünce, Siz yaşam yolunda yanlış yöne gittiğiniz halde benim geri geri yürümeme gülmekten utanmıyor musunuz.
"Diogenes" Bugün aykırı diyebileceğimiz türden bir filozoftu. Felsefesi basit bir yaşam sürme üzerine kuruluydu. Bir yoksul gibi giyinmeye, yoksullar arasında yaşamaya başladı,ve ne mülkiyet, ne evlilik ne de yerleşik bir din istediğini ilan etti. Sivri diliyle bütün adetleri alaya aldı. Yıkanmamış, çaput giymiş ve yıllarca bir fıçının içerisinde yaşamıştı. Bu yüzden insanlar ona "köpeksi" anlamına gelen "Kinik " adını vermişlerdi.Bir gün Büyük İskender kendisini ziyarete gelmiş ve " Dile benden ne dilersen"deyince "Gölge etme yeter" cevabını vererek filozofların dünyevi değerlere karşı vermek istedikleri terslemenin belki de en parlak örneği olmuştu.Bu kitabı okuduğumda Diogenes'in aykırı felsefesi ve kendisine yöneltilen sorulara karşılık verdiği şaşırtıcı cevaplar yüzümde küçük bir tebessüm bıraktı. Müthiş bir filozof ,müthiş bir felsefe,müthiş bir bakış açısı.... Tavsiye olunur..