Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Merve Çavuş

384 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kral Kaybederse
Kral KaybederseGülseren Budayıcıoğlu
8.6/10 · 16,9bin okunma
Reklam
bizi milyonlarca yıldır yöneten ZİHNİMİZİN KADİN EFENDİSİdir.
Sayfa 380Kitabı okudu
İnsan yaşadıkça, dünyanın bir dili olduğunu, bize bir şeyler söylemeye çalıştığını hissediyor. Başka bir formülün, esrarlı bir düzenin varlığını belli belirsiz anlıyor
Sayfa 380Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Her birimiz çok farklı şeyler için övülmüş, yine farklı durumlarda utandırılmış, cezalandırılmışızdır. Kimileri parmağını bile oynatmasına gerek kalmadan kolayca sevilmişken, kimi ömrü boyunca çok gayret etse de bu mutluluğa bir türlü erişememiştir. Kimi huzuru taze ekmek kokusunda bulurken, bu koku kimilerine aç kaldığı günleri hatırlatır. Yani yedi kuşak önceden bize kadar gelen uzun, ince ve kişiye özel bir yoldur bu.
Sayfa 378Kitabı okudu
Bebeklikten başlayarak, yaşadığımız her gün anılarımızdan oluşan bir hazine biriktiririz içimizde. Çoğunu hatırlamayız bile ama bilinçdışı unutmaz, her şeyi bir bir kaydeder
Sayfa 378Kitabı okudu
Reklam
Uygarlık ilerledikçe, insan ilişkilerine belli mesafeler girdikçe ayıplar, günahlar, yasaklar çoğaldıkça korkularımız daha derinlere indi. Kendi iç dünyamızı kimselerle konuşamaz olduk. Ancak bir başkasının ne yaşadığını, nasıl yaşadığını, neler hissettiğini anlayabilmek, dünyanın sırrına ermek demektir çünkü hakikat oralarda bir yerlerde gizlidir. Sadece kendimizi değil, başkalarının dertlerini, sorunlarını, acılarını görmeye çalışmak, bunları merak etmek bile bu hakikate bir adım daha yaklaştırır insanları. Daha da önemlisi başkalarını hoş gördükçe, neyi, ne zaman ve neden yaptığını anladıkça kendi sorunlarımıza da başka bir gözle bakmayı öğrenir, gelişir, olgunlaşır, içimizi parçalayan acıların biraz olsun hafiflediğini görürüz. Bir başkasını anlamak, bizi kendimize bir adım daha yaklaştırır; o hep kızdığımız, bir türlü beğenmediğimiz, kıyasıya suçladığımız, çoğu zaman hiç sahiplenmediğimiz, acımadığımız, merhamet etmediğimiz kendimize.
Sayfa 375Kitabı okudu
İnsanın başka birini anlaması da, anlatması da zordur. Aslında insanoğlu bütün ayrıntılarıyla bilinmek, tanınmak istemez. Bırakın başkalarını, kendisi bile kendine bu kadar yakından bakmaktan hoşlanmaz, korkar... Hatta çoğu ruhsal hastalık da bu korku yüzünden gelişir. Bakarsa görecekleri korkutur insanları
Sayfa 375Kitabı okudu
Aslında herkesin çok özel bir hayat hikâyesi vardır. İş, sıra dışı şeyler yaşamakta değil, ne yaşıyorsan onu hissederek hayatı bir peri masalı gibi yaşayabilmektedir. Peri masallarında da kahramanlar hep keyif yapmaz, sürekli mutluluk içinde yüzmezler. Mutluluğu yakalayabilmek için çoğu zaman acı çekmeleri, çok çalışmaları, hayatla kıyasıya mücadele etmeleri gerekir. Büyü, masalın sadece sonunda, onlar murada erip biz kerevete çıkınca değil, masalın en başında başlar. Bizler, prenses acılar içinde kıvranırken bile hissederiz o büyüyü. İçimizden prensesin yerinde olmak geçer. Amacımız acı çekmek değildir, masalın içindeki büyüye kaptırırız kendimizi. Gerçek olmadığını bilsek de, masalların içimize, ruhumuzun derinliklerine aktığını unuturuz bazen. O masalları ne uzaylılar uydurmuştur, ne de insan olmayan başka varlıklar. İnsan zihninin istekleri, arzuları, hayalleri, korkuları, yaşamak isteyip de yaşayamadıklarıdır o masallar
Sayfa 374Kitabı okudu
utanıyorum utanmasına da, bu saatten sonra utanmanın bir faydası olur mu dersiniz?
Sayfa 358Kitabı okudu
Gelelim şu mutluluk meselesine, eğer bir insan mutsuzsa, onu hiçbir şeyle mutlu edemezsin çünkü mutluluk bir karardır. Köşkler, yatlar, katlar, hatta mevki, başarı, sevgi bile bazen insanı mutlu edemez. Bizlerse onlara dışarıdan bakar, bir eli yağda, bir eli balda, mutlu olması gerekir diye düşünürüz ama "mutluluk" ile "gerekir" her zaman yan yana gelmez
Sayfa 338Kitabı okudu
Reklam
Napolyon Bonapart, "Insanın olgunlaşabilmesi için acılarla yoğrulması gerekir çünkü o acılar hem taş, hem heykeltıraştır," demiş
Sayfa 323Kitabı okudu
Hayat hüzünleri, acıları, ağrıları, bir yandan da sevinçleri ve mutluluklarıyla akmaya devam ediyor. Kimi en acılı gününü yaşarken kimine yepyeni kapılar açılıyor. Velhasıl, dünya durmadan dönerken herkes kendi hayatını, kendi kaderini yaşamaya devam ediyor. Her sabah doğudan yüzünü gösteren güneşin, gün batımına kadar kime ne göstereceği her zaman olduğu gibi yine belli değil
Sayfa 322Kitabı okudu
Affetmek aslında sadece karşı tarafı rahatlatan bir eylem değildir. Affedince önce biz rahatlarız. Yüreğimizdeki taş hafifler, bir süre sonra da kalkıp gider
Sayfa 314Kitabı okudu
Öfke ve pişmanlık aslında hep kol kola gezen duygulardır. Annesinin eteğinden çeken çocuklar gibi hangisi öne geçse diğeri ne yapar eder bir süre sonra yeniden öne geçmeyi başarır. Bu birbirine zıt iki kardeş daha uzun yıllar yüreğinde oynaşıp duracaklar ve kadıncağızı hiç rahat bırakmayacaklar
Sayfa 287Kitabı okudu
Psikiyatriye deliler değil, akıllılar gelir, dediğimde insanlar güler bana ama bu sözün altında yatan gerçeği onlara mutlaka, ayrıntılı olarak anlatırım. Derim ki, iç dünyasında bir şeylerin yolunda gitmediğini, bir yerlerde bir yanlış olduğunu fark etmek için kişinin akıllı ve duyarlı olması gerekir. Keşke herkesin farkındalığı bu kadar yüksek ve herkes bu kadar duyarlı olabilse
Sayfa 152Kitabı okudu
2.254 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.