Akıcı bir dili var. Annesini ve kız kardeşini bir kazada aynı anda kaybeden Aras’ın hikayesini anlatıyor. Aras her şeyin iyiye gideceğini düşünüyor. Ama uzun uzadıya bu dönemleri anlatıyor. Oldukça sıkıcı geldi bana. Bir alt kattaki kiracıda ise Aras’ın arkadaşı Leyla ve ailesi oturuyor. Her sabah patates kızartması yiyen ve Aras’ın anneli bir eve özlemini hatırlatan o patates kızartması. Aras’ın belli takıntıları var mesela gazoz kapakları ve rüyalarını not etmek gibi. Rüyasının peşinden gidiyor. Herkesin kendi hedefinin peşinden gitmesini öneriyor. Kendi hikayesi ile oldukça fazla kafa yoruyor kitap bana biraz boş geldi. Zaman kaybı bile diyebilirim ama kafa dağıtmak isteyene öneririm. Sonunda şaşırtıcı şeyler oluyor çünkü. Tıpkı türk dizileri kıvamında.
