Birinin ilk günaydın dediği kişi olmak,gece yatarken son konuştuğu kişi olmak,seni günün tüm yoğunluğuna rağmen sesini duymak için 5 dakika da olsa aramak için vakit ayırması,seninle biraz daha vakit geçirmek için yürürken yolu uzatması.Bunlar öyle güzel şeyler ki.
Sizce de öyle değil mi ?
Çok sevdiğim bir filmden alıntıdır;
“İlişkimiz kolay olmayacak.Gerçekten zorlu olacak ve buna her gün katlanmak zorunda olacağız.Ama ben bunu istiyorum.Çünkü seni istiyorum.Senin tamamını sonsuza dek istiyorum.”
Geç yazana geç yazmak ,inat edip konuşmamak gibi misillemeler bence sadece hayatı zorlaştırıyor.Birini özlediysem ararım,yazmak istiyorsam yazarım,seviyorsam söylerim,kırıldıysam belli ederim.Hayat üçün beşin hesabını yapmak için çok kısa.
Herkesin açık yüreklilikle içini dökebileceği bir kimsesi olmalıdır,zira kim olursa olsun,insan yalnız başına bir şey ifade etmez;yalnız insan,yalnızdır.
Ne zaman moralim bozuk olsa herkesten ve her şeyden kaçıp kendimle kalmak istiyorum.Ben anlatarak,fikir alarak değil de kendi kendime konuşarak üstesinden gelmeye alışkınım. Ne yapılsa da değiştiremeyeceğim bir huy bu.
Anlamayana anlatmayın,görmezlikten geleni görmeyin,her şeyinize sağır olan birini hiç duymayın.Hiçbir şey ifade etmediğiniz kimselere büyük anlamlar yüklemeyin.Yalnız da kalsanız öylesine vakit geçirilen biri olmaktan kendinizi kurtarmış olursunuz.Önceliğiniz kendiniz olsun.