Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nasrettin

Selefin yani önce ki dönemlerin kadınları şöyle yaparlardı. Adam evinden dışarı çıkarken, karısı ve kızı, adama: “Sakin ha haram kazanmayasın, eve haram lokma getirmeyesin. Çünkü biz, açlığa ve fakru zarurete tahammül eder, sabrederiz amma cehennem ateşine dayanamayız,” derlerdi.
Sayfa 120 - İtisam yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Eğer koca, karısına eziyet ederse, o zaman kadın, para karşılığında boşanmak isteyebilir. Fakat erkeğin karısına verdiği paradan (mehir) fazlasını talep etmesi, alması mekruhtur. Çünkü erkeğin fazla para istemesi, kadın için eziyet, zorlama ve tahammülsüz bir yük olmuş olur. Ayrıca kadının ırzı üzerinde ticaret olur. ALLAH 'Teâlâ: “Boşanmak için kadının verdiği fidyede, ne koca ne de kadın için günah yoktur.” buyurmuştur. Fidyeye uygun düşen şeylerini dışında kadın, aldığı şeyleri boşanacağı zaman geri verir.
Sayfa 111 - İtisam yayınlarıKitabı okudu
Bir kadın, kocasına eziyet ederse veya kocasının ailesine karşı kaba saba konuşup, onları rencide ederse cinayet işlemiş olur. Aynı şekilde, kötü ahlâklı olan bir kadın ya da dini yaşantısı fâsid olan kadın da böyledir. İbn-u Mes'ûd; ALLAH Teâlâ'nın: “Onların apaçık bir hayasızlık yapmaları hâli bir yana hücrelerinden çıkmasınlar. Kadının kocasının ailesine , eziyet etmesi ve zahmet vermesi, cinayettir dedi.
Sayfa 111 - İtisam yayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Eğer erkeğin babası, gelinini hoş görmezse, ondan hoşlanmıyorsa, erkek karısını boşamalıdır. İbn-u Ömer (ra): “Benim çok sevdiğim bir eşim, ailem vardı. Babam da eşimden hiç hoşlanmazdı ve benden eşimi boşamamı istedi. Bu durumu ALLAH Rasûlu”ne irca edince, ALLAH Rasûlu: “Ey.Ömer'in oğlu, eşini boşa." buyurdu. Bu da babanın hakkının daha öncelikli olduğuna delalet eder. Fakat, kayınpederin, gelinini bir garaz ve asılsız şeylerden dolayı kerih görmemeli. Ömer gibi olmalı.” dedi.
Sayfa 111 - İtisam yayınlarıKitabı okudu
Çocuk düşük olmuş olsa bile isim verilmesi gerekir. Abdurrahman bin Yezid bin Muâviye: “Kıyamet sahnesinde, düşük olarak doğan çocuğun, babasının arkasında ona bağırarak şöyle diyeceğini işittim. “Beni isimsiz bırakarak zayıf düşürdün” dediği bana ulaştı.” dedi. Ömer bin Abdülaziz: “Düşük olarak doğan çocuğa isim verilirken onun kız mı erkek mi olduğunu nasıl bilebiliriz” diye sorduğunda Abdurrahman: “Hem kız hem de erkek çocukları için kullanılan bir isim verilebilir demiştir.
Sayfa 108 - İtisam yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bilinsin ki, nikâh, dini korumaya yardımcı, şeytanı Zillete uğratıcı olduğundan, ALLAH'ın düşmanına karşı en sağlam kale ve Rasul-i Ekrem'in diğer Peygamberlere karşı iftihar edeceği nesil çokluğunun yegane sebebidir.
Sayfa 8 - İtisam yayınlarıKitabı okudu
Yemek yeneceği zaman ailenin bütün fertleri sofraya aynı zamanda oturmalıdır. Sufyân (ra): “Bize, sofrada bütün aile fertlerinin âynı zamanda yemek yediği sofraya, ALLAH'ın ve meleklerin dua ettiği ulaştı,” dedi.
Sayfa 90 - İtisam yayınlarıKitabı okudu
Hasan el-Basri: “Eski insanlar, yemek yedirmek konusunda çok cömerttiler. Fakat ev eşyası (mobilya) ve elbise için aynı şekilde özen göstermezlerdi.” dedi.
Sayfa 89 - İtisam yayınlarıKitabı okudu
ALLAH Rasülu sallahu aleyhi ve sellem, bayram günlerinde kadınların evlerinden çıkmasına izin vermiştir. Fakat onlar, yalnızca eşlerinin izni olması durumunda çıkmışlardır. Günümüzde de aynı şekilde, iffetli kadınların dışarıya çıkması, kocalarının izni olması durumunda mubahtır. Ancak evde oturmaları daha selametli bir davranıştır...
Sayfa 88 - İtisam yayınlarıKitabı okudu
Kıskançlığı önleyen tedbirler, yollar: Erkek kadının yanına yaklaşmamalı ve kadın çarşı-pazara çıkmamalı. ALLAH Rasülu sallahu aleyhi ve sellem, kızı Fatıma validemize: “Kadınlar için en hayırlı olan şey nedir?” diye sordu O da “Kadını hiçbir erkeğin görmemesi kadının da hiçbir erkeği görmemesidir.” buyurdu. Böyle deyince Efendimiz sallahu aleyhi ve sellem kızını bağrına bastı ve şu ayeti okudu: “Peygamberler birbirinden meydana gelmiş nadide zürriyetlerdir."(Âli İmran Suresi 3/34) ve cevabını beğendi.
Sayfa 87 - İtisam yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kadının soylu olması: Yani demek istiyorum ki; evlenilecek olan kadın, dindar ve soylu bir ailenin çocuğu olmalı çünkü o da çocuklarını güzel bir terbiye ile eğitebilsin. Eğer kadın müeddebe değilse, çocuklarına edep ve terbiye veremez. Bundan dolayıdır ki ALLAH Rasülu sallahu aleyhi ve sellem: “Çöplükte biten gülden (yeşillikten) kaçının” buyurmuştur. Sahabeler bunun ne olduğunu sorduklarında, onun “Kötü bir yetişme ortamında (ailede) yetişen güzel kadındır” buyurmuştur.
Sayfa 72 - İtisam yayınlarıKitabı okudu
A”meş: “Görmeden evlenmenin sonu hep elem ve kederdir.” demiştir. Malum olan bir şey var ki o da bakmakla ne ahlâk ne din ne de mal bilinmez. Yalnızca güzellik ve çirkinlik görülebilir.
Sayfa 66 - İtisam yayınlarıKitabı okudu
Hz. Âli (ra): “Erkekler için şer, kadınlar için hayır olan hasletler şunlardır: Cimrilik, kendisini beğenmek ve korkaklık. Kadın eğer cimri olursa hem kendi hem de kocasının malını korur. Kendini beğenirse, erkekler ile şirin gözükmek için eğilip bükülmez, sert bir şekilde konuşur. Korkak olursa, her türlü kötü şeyden feragat eder ve sürekli evinden çıkıp durmaz. Eşinden korkması nedeniyle kötü ithamlardan sakınır.” demiştir.
Sayfa 65 - İtisam yayınlarıKitabı okudu
Rivayet edilirki Sâihu”l-Ezdi, bir seyahatinde İlyas (as) ile karşılaştı. İlyas (as) O'na evlenmeyi tavsiye edip, bekarlıktan da nehyetti. Sonra “Şu dört kişi ile evlenme; muhtelia, mübâriya, âhire, nâşize” dedi. Muhteliâ: Sürekli herhangi bir sebep olmadan boşanmak isteyen kadın. Mubâriya: Başkalarına karşı daima kendisini beğenen ve güzel görünmeye çalışan kadın... Âhire: Fasık olan, kendisine dost ve sırdaş edinen kadın. Bununla ilgili ALLAH (CC) “Gizli dost edinenlerden olmasın." buyurmuştur.  Nâşize: Sözleri ve davranışları ile eşine karşı gelen kadın. Neşz ise, yerden yüksekte olmak anlamına gelir.
Sayfa 65 - İtisam yayınlarıKitabı okudu
Gazali'ye Göre Bazı Kadın Özellikleri
Ennâne: Çok fazla ıh, ih edip inleyen, halinden daima şikâyet eden, sinirinden saat başı başına ağrı giren, bu şekilde sürekli hasta olan ya da hastalık hastası olan, dikkat çekmek. için sürekli hastaymış gibi görünenler ile evlilikten hiçbir hayır gelmez. Mennâne: Bu tarz kadınlar ise eşine sürekli minnet edenlerdir. “Senin için şunu yaptım, bunu yaptım” deyip duranlardır. Hannâne: Eski eşine veya eski eşinden olan çocuğuna sürekli muhabbet besleyen kadınlara denir. Bu tarz kadınlardan da aynı şekilde kaçınmak gerekiyor... Haddâka: Gördüğü her şeyin sahibi olmak isteyen, canı çeken, iştahlı bir şekilde onu alması için kocasının zorlayan kadın. Berrâka: Bunun iki anlamı vardır. İlki: Gün boyunca aynanın karşısında yüzünü gözünü boyayan ve süslenen, yüzünün kimyasal maddeler ile parıl parıl parlamasını isteyen kadın. İkincisi ise: Yemeğin üzerinde kavga çıkaran, yemeği aile ile değil de tek başına yiyen, kendini her şeyden soyutlayan kadın. Şeddâka: Çok fazla gevezelik yapan kadın. Bunun ile ilgili olarak ALLAH Rasülu sallahu aleyhi ve sellem: “Şüphesiz ALLAH, ağzını eğip bükerek güzel konuşmaya çalışanlara buğz eder.” buyurmuştur.
Sayfa 64 - İtisam yayınlarıKitabı okudu
2.271 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.