Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

NEDİM AK

NEDİM AK
@NedimmAk
Klinik psikolog
İstanbul
16 okur puanı
Ağustos 2016 tarihinde katıldı
İncil’de Paraklit Bölümleri
Yuhanna 14:16-17: Ben de Baba’dan dileyeceğim ve O, sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir “Yardımcı”, Gerçeğin Ruhunu verecek. Dünya O’nu kabul edemez. Çünkü O’nu ne görür, ne de tanır. Siz O’nu tanıyorsunuz. Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır.
Reklam
Kutsal Ruh Nedir?
Paraklit veya Faraklit(Yunanca —> Parakletos), Grekçe metinlerde(Yuhanna14, 16) Kutsal Ruh için, beraberinde gelen anlamında kullanılan bir sıfattır. Teslis’in üçüncü ayağına Tanrı’nın Ruhu(Kutsal Ruh) olarak inanılır Hıristiyanlıkta. Paraklit kelimesi Yuhanna İncilinde(14:16 ; 14:26 ; 15:26 ; 16:7) Kutsal Ruh için kullanılır. İncil’in İngilizce çevirilerinde Tesellici(Comforter) ya da Yardımcı/Tavsiyeci(Advocate) olarak çevrilir. Kumran Yazıtları(Ölü Deniz Tomarları) olarak bilinen metinlerde Faraklit, “Gerçeğin Ruhu” olarak geçer.
Ne yazık ki, Türkiye halkı bugünkü fikir düzeyinin çok altında ve gerici takım 1000 kat daha kuvvetli iken; medreseyi yıkan, yazıyı değiştiren, kadını hür ve erkekle eşit kılan büyük devrimciden sonra korkak tavizciler elinde kaldık. Cami altı bodrumlarından halk çocuklarının vicdanlarını kurtaramıyoruz. Sağ-sol korkusu içinde, devrimci Mustafa Kemal’in elindeki malzemenin, maddi manevi imkanların yüz misli ile O’nun yaptıklarını bile koruyamıyoruz. Atatürk sonrası devir, Türklük tarihinin bir lekesi olarak kalacak.
Sayfa 77 - Pozitif yayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
232 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Atatürkçülük Nedir?
Atatürkçülük Nedir?Falih Rıfkı Atay
8.9/10 · 280 okunma
Reklam
CURİA REGİS
Kuran, Arapça konuşan Süryanice yazan, dönemin bölgesinde misyonerlik yapan, vaaz veren Hıristiyan din adamları tarafından cemaatle beraber karşılıklı hitapla okunan bir ilahi kitabından başka bir şey değildir. ~ SAYED MONEM
Bize bağlı olan şeyler vardır, olmayan şeyler vardır. Bize bağlı olanlar düşünce, yönelim, arzu, nefret yani sözün kısası kendi marifetimiz olan şeylerdir. Bize bağlı olmayan şeyler ise, beden, mal mülk, itibar, mevki yani kendi marifetimiz olmayan şeylerdir. Bize bağlı olan şeyler doğal olarak özgürdür, engeli, ayak bağı yoktur. Bize bağlı olmayan şeyler ise kırılgandır, köledir, kolayca engellenir, başkasına özgüdür. Öyleyse şunu hatırla: Eğer doğal olarak köle olan şeyleri özgür, başkasına ait şeyleri de sana ait zannedersen, ayak bağı, dert, bela nedir görürsün, tanrıları da insanları da suçlarsın; oysa senin olana senin, başkasının olana da başkasının gözüyle bakarsan kimse seni ne zorlar ne de engeller; sen de kimseye ne suçlama yöneltir, ne de sitem edersin, istemediğin hiçbir şeyi kesinlikle yapmazsın, kimse sana zarar vermez: Düşman edinmezsin, zira hiçbir zarara uğramazsın. ® Epiktetos, Manuel
Aşırı inancın nefrete dönüşmesi
Tanrı yoksa her şey mübahtır. ~ Dostoyevski Tanrı varsa her şey mübahtır. ~ Lacan Dinler olmasaydı; yine iyi insanlar iyilik, kötü insanlar kötülük yapardı. Ama dinler iyi bir insana da kötülük yaptırabilir. Normalde bir canlıya zarar veremeyecek biri, kutsal bir dava için insanları öldürebilir. Fundamentalist için Tanrı varsa her şey mübahtır. ~ Zizek
Ruh bilimci Oscar Wilde
Hayatın amacı kendini geliştirmektir. İnsanın kendi doğasını eksiksiz biçimde geliştirmesi...hepimiz işte bunun için buradayız. Bugünlerde insanlar kendi kendilerinden korkuyorlar. Görevlerin en büyüğünü unuttular, bir insanın kendine karşı görevini. Elbette yardım etmeyi seviyorlar. Yoksulları doyurup dilencileri giydiriyorlar. Ama kendi ruhları aç ve açıkta. Bizim soyumuzda cesaret diye bir şey kalmadı. Belki de hiçbir zaman olmamıştı. Ahlakın temelinde toplum korkusu, dinin temelinde Tanrı korkusu ve bizi bu iki korku yönlendiriyor.
Ruh bilimci Oscar Wilde
+ İyi etki diye bir şey yoktur, Bay Gray. Bütün etkiler ahlakdışıdır.. bilimsel açıdan ahlakdışı. - Neden? + Çünkü bir insanı etkilemek demek, o insana kendi ruhunu vermek demektir. Etkilenen kişi kendi doğal düşünceleriyle düşünemez ya da kendi doğal tutkularının ateşiyle yanamaz. Erdemleri kendisine sahici gelmez. Günahları-günah diye bir şey varsa- ödünç günahlardır. Bir başkasının müziğinin yankısı haline, kendisi için yazılmamış bir rolü oynayan aktör haline gelir. Hayatın amacı kendini geliştirmektir. İnsanın kendi doğasını eksiksiz bir biçimde geliştirmesi... hepimiz işte bunun için buradayız. Bugünlerde insanlar kendi kendilerinden korkuyorlar. Görevlerin en büyüğünü unuttular, bir insanın kendine karşı görevini. Elbette yardım etmeyi seviyorlar. Yoksulları doyurup dilencileri giydiriyorlar. Ama kendi ruhları aç ve açıkta. Bizim soyumuzda cesaret diye bir şey kalmadı. Belki de hiçbir zaman olmamıştı. Ahlakın temelinde toplum korkusu, dinin temelinde Tanrı korkusu yatıyor ve bizi bu iki korku yönlendiriyor...
Reklam
Kabul ve kararlılık terapisi(ACT)
2000 yıl evvel Stoacılar şöyle dua ederdi: " Tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmek için kuvvet, değiştirebileceğim şeyler için cesaret ve bu ikisini birbirinden ayırmak için akıl ver." ; Ve ekler Jung "Kırmızı Kitap" da : " Seni kaostan koruyabilecek tek şey kabullenmedir"
Coronadan bihaber sallayan Nietzsche
Mümkün mertebe az oturmalı ; açık havada yürürken doğmayan, şenliğine kasların da katılmadığı hiçbir düşünceye güvenmemeli. Önyargıların hepsi bağırsaklardan gelir. Daha evvel de söylediğim gibi, Kutsal Tin'e karşı işlenen esas günah, yerinden kıpırdamamaktır. F. Nietzsche
56 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.