asıl ismi mevlana muhammed’dir. melik dad oğlu ali adında bir zatın oğludur. 1185 yıllarında tebriz’de dünyaya gelmiştir. azeri türklerindendir. şemseddin yani dinin güneşi lakabıyla anılmıştır.
daha küçük yaşlarda manevi ilimleri tahsilde gösterdiği kabiliyetle dikkat çeken şems, din ilimleri tahsilden sonra, genç yaşlarında tebrizli ebubekir
La Tahzen Şiiri, Mevlâna Celâleddin
Üzülme!
İnsanlar senin kalbini kırmışsa üzülme!
Rahman, “Ben kırık kalplerdeyim” buyurmadı mı?
O halde ne diye üzülürsün ey can?
Gündüz gibi ışıyıp durmak istiyorsan;
Gece gibi kapkaranlık nefsini yak!
“Derdim var” diyorsun;
Dert insanı Hak’ka götüren Burak’tır; sen bunu bilmiyorsun.
Sanma ki dert sadece sende
hayata tutunma klavuzu .
bir şarkın olsun. senin olsun. hayatına her giren insana bu benim şarkım bak diye dinlet. bir gün o kişinin hayatından çıktığında bir radyoda denk gelirse, seni hatırlasın.
tek bir parfümün olsun. özdeşleşmek iyidir. dünya bu illa ki bir tek sen kullanmayacaksın. öyle bir sana ait olsun ki, bir yabancıda bile duysa acaba
“günümüzde insana en çok acı veren, yoksulluk değil, büyük bir çarkın küçük bir dişlisi, bir robot haline gelmiş olmak, ve yaşamının boş ve anlamsız olmasıdır.”
erich fromm
bazen, seni seviyorum diyemez insan
onun yerine ;
hava soğuk sıkı giyin üşütme der,
hız yapma dikkatli git der,
gidince beri ara der,
yorma kendini der,
geç yatma, erken kalkacaksın der,
der der durur