Zeynep'in odasına çıktım İçeri girince bana baktı. Gözlerimin içine içine baktı. Gülümsedi. Kim olduğumu anlamaya çalıştı. Dönüp Leyla'ya baktı. Tekrar bana baktı ve "Hoşgeldin Mecnun," dedi kendinden emin bir sesle.
"Yuh nasıl tanıdın hemen?"
"Kokundan."
"O kadar mı kötü kokuyorum ya?"
"Yok be şaka yapıyorum. Leyla'nın gözlerinden tanıdım seni."
"Leyla'nın gözlerinden mi?"
"Onun gözlerinin içinde sen varsın. Senin gözlerinin içinde de Leyla var. O yüzden seni tanımak hiç de zor olmadı Mecnun."
"Mecnun, elimi sıkıyorsun?"
"Çok pardon ya, hiç farkında diyilim."
"Gök gürültüsünden mi korktun sen?"
"Yok ya gök gürültüsünden korktum demeyelim de ona ... "
"Ne diyelim peki?"
"Seni kaybetmekten korktum Leyla." ..
Bu zamanda asıl ihtiyacımız olan sevgi be abi. Yanımızda bizi seven birinin olması. Beraber gülüp, beraber ağlayabildiğin biri. Dünyanın tüm çirkinliklerini görmene engel olacak biri. Hayata onun gözlerinden bakabileceğin biri.
Herkesi sev, azına güven, haksızlık etme hiç kimseye,
Kaba güçle değil, zekânla çık düşmanın karşısına.
Kendininmiş gibi savun dostunun hayatını,
Gevezeliğin için değil, suskunluğun için kızsınlar sana.
❞
Çölün merhametli kalbinde su her şey anlamına gelir de, yemin, on biri Yûsuf'un rüyasına giren yıldızın üzerine edilir. Ve Yûsuf, Züleyha'nın düşüne de gerçeğine de çölden gelir.
❞