Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Aylin Büyüksavaş
Aylin Büyüksavaş
@PolgaraKitaplar
İstanbul Üniversitesi
İstanbul
29 Mart 1982
633 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
İsimsiz' in çocukları büyülü ve zihinde net bir şekilde canlandırılabilecek bir kurgu , fantastik öğelerin zengin bir biçimde sunulduğu keyifli bir hikaye içeriyordu. Bazı yerlerde diyaloglara kahkaha atarak, bazı yerlerde heyecanla sayfaları çevirip ama yine de bitmesin diye yavaşlamaya çalıştığım büyülü bir atmosfere sahip keyifli bir kitaptı.
Hikaye, Magic: The Gathering adı verilen stratejik kart oyunundaki kartlardan birinin üzerinde bulunan karakter, Davriel Cane' i akıcı ve keyifli bir anlatımla resmediyor.
Yaklaşımlar adı verilen bölgede yaşayan, gündüzleri görme yetisinden yoksun 15 yaşındaki Tacenda, kötü varlıkları halkından uzak tutacak bir güce sahiptir. Şarkılarının bu varlıklar üzerinde kovucu bir gücü olması ile kutsanmış olarak görülen Tacenda , bir gün Fısıldayanlar adı verilen varlıklar karşısında çaresiz kalır ve tüm sevdiklerini kaybeder. Bu durumun sorumlusu olarak gördüğü bölgenin efendisi , Konağın Beyine yönelmiş öfkesi ile intikam almaya karar verir. Böylece kendini büyülü ve korkutucu varlıklar ile karşı karşıya bulur.
Farklı büyü güçleri, ifritler, melekler, hayaletler gibi varlıkların bulunduğu
esprili kişilerarası diyaloglar ile süslenmiş bu kitap Brandon Sanderson sevenlere önerimdir.
Paket hiç bir sayfası durağan olmayan, son sayfasına kadar gizem ve gerilim barındıran, soluksuz okunan bir psikolojik gerilim kitabıydı.Çok beğenerek, sürekli tahminlerde bulunarak ama hiç bir tahminimi tutturamayarak kitabı kısa bir sürede bitirdim.
Emma Stein çocukluğunda babasından beklediği değeri görememiş , başarılı bir psikiyatristtir. Katıldığı bir konferans sonrası yaşadığı travmatik olay ile hayatını ve çevresini algılayış biçimi değişir. Bu olaydan 5 ay sonra evine daha önce adını duymadığı bir komşusuna gönderilmiş bir paket gelir. Kendisini, bu komşu kimdir, neden daha önce adını duymamıştır, pakette ne olabilir soruları ile gerilim dozu yüksek bir olay örgüsü içinde bulur.
Kitapta olaylar bir geçmişe , bir günümüze atlayarak veriliyor. Bu anlatım tarzı gizem ve merak duygusunu arttırması açısından da etkileyiciydi. Duru, akıcı bir anlatım ile karakterlerin duygularını direk yaşatabilen Sebastian Fitzek' in okuduğum 4. Kitabı oldu.
Wulf Dorn ile birlikte Sebastian Fitzek de psikolojik gerilimde çok sevdiğim ve her kitabını gözüm kapalı alabileceğim yazarlar arasına girdi. Gizemli olay örgüsü ile heyecan ve gerilimin her sayfada devam ettiği, yaşanılan düşünce ve duyguları kendiniz yaşıyormuş gibi hissedebileceğiniz bu kitap önerimdir.
Yıldız Lejyonları farklı fikirlerle inşa edilmiş, karanlık ve kasvetli atmosferi ile bilimkurgu ve distopya türü bir kitaptı. Kameron Hurley'i ilk Ayna İmparatorluğu kitabı ile tanımış ve kurduğu dünyaya hayran kalmıştım. Ayna İmparatorluğu da Yıldız Lejyonları gibi kadın karakterlerin gücünü vurgulayan, öne çıkaran bir dünya kurgusu
Okur Takip Önerileri
Ocak ayının son kitabı Lejyon serisinin 3. kitabı Yitik Suretler bitti. 134 sayfalık bir kitap olması ve Brandon Sanderson'ın akıcı ve esprili anlatım dili ile yazılması sebebiyle 1 saatte okunup bitirilecek keyifli bir macera kitabıydı.
Lejyon serisinin konusuna değinmek gerekirse; Stephen Leeds 50 farklı kişiliği olan , ama alışkın olduğumuz çoğul kişilik rahatsızlığından ayrılarak, her bir kişiliği suretler olarak yanında kendisi ile beraber farklı fiziksel özellikleri ve karakterleri ile var edebilen bir dahi. Her bir kişiliğinin ayrı bir alanda uzmanlığı var. Örneğin Tobias'ın tarih ve genel kültür konusunda geniş bir bilgi birikimi varken, JC.' nin silahlar ve yakın dövüş konusunda uzmanlılığı var. Bu sebeple Stephen Leeds farklı uzmanlık alanlarında geniş bir bilgi birikimine sahip olması sebebiyle aydınlanmamış gizemli olayları çözümlemek amacı ile insanlara yardım ediyor. Her kitapta farklı bir olay çözüme kavuşturuluyor.
3. kitap olan Yitik Suretlerde ise suretlerden biri olan Armando açıklanamayan ve anlaşılamayan bir şekilde ortadan kayboluyor. Stephen Leeds bu durumla başa çıkmaya çalışırken, yıllar önce ona zihnini farklı parçalara bölerek suretlerini oluşturmayı öğretmiş Sandra'dan yardım çağrısı alıyor. Gizemli, heyecanlı bir macera bu şekilde başlıyor.
Fantastik öğelerle süslenmiş, aynı zamanda bir insanın bu kadar geniş kapsamda farklı bilgi,beceri ve özelliğe sahip olmasını hayranlıkla okuduğum bir kitap oldu. Brandon Sanderson' ın diğer kitaplarına başlamadan okunabilecek bu macera serisini öneriyorum.
Masallarla Yola Çık içinde, yetişkinler için 40 tane masalın bulunduğu yaşamın bilinçli seçimlerle ilerlemesinin, ana odaklanmanın ve farkındalığımızı geliştirmenin önemini vurgulayan bir kitap. Öyle ki hayatı ıskalayıp, bilinenin, alışkanlığın güvenliğinde , yeni deneyimlere kapalı yaşamanın farkına varmamızı masallar yoluyla sağlıyor.
Yazarın
Enstitü Stephen King' in okuduğum diğer kitapları ile kıyaslandığında macera yönü gerilim yönüne göre daha baskın olan , karakterlerin duygularını okuyucuya birebir geçirmeyi başarmış , heyecanla ve çoğu yerde insanların vicdan ve şefkat duygularından bu kadar yoksun olabileceklerine öfkelenerek okuduğum bir kitap oldu.
Bu kitapta mistik
Yabancı, polisiye gerilim türünde başlayan, kitabın yarısından sonra eklenen doğaüstü öğelerle gizem ve heyecanın sonuna kadar devam ettiği, beğenerek okuduğum bir kitap oldu. Stephen King' in en beğendiğim kitabı olmasa da, merak uyandıran anlatımı, gördüğümüz ve algıladığımız olguların ötesinde bilmediğimiz, açıklanamayan öğelerin olabileceğini vurgulaması açısından dikkat çekiciydi.
Şehrin küçükler ligi beyzbol koçu Terry Maitland beyzbol maçı sırasında , 11 yaşında bir çocuğun vahşice öldürülmesi suçuyla tutuklanır. Şehirde herkesin sevdiği ve saygı duyduğu Terry' nin suçlu olması herkesi şaşırtsa da, görgü tanıkları ve kanıtlar şüpheye yer bırakmayacak şekilde onu işaret etmektedir. Ancak Terry Maitland da suç işlendiği sırada başka bir yerde olduğunu ispat edebilmektedir. Bir insan aynı anda iki yerde nasıl olabilir sorusu ile olayların göründüğü ve algılandığının ötesinde bir boyuta ulaşması, heyecanlı ve gizemli bir maceranın başlangıcı olur.
Kitabın başlangıcı 11 yaşında bir çocuğun acımasız bir şekilde öldürülmesini betimlemesi açısından rahatsız ediciydi. Aynı zamanda Bay Mercedes üçlemesine dair bilgiler veriyor. Bu sebeple Bay Mercedes üçlemesini okumayı düşünenler bu kitabı okumadan okumalılar.
İlk yarısında kanıtlar , delillerin incelenmesi, görgü tanıklarının dinlenmesi ile ipuçlarının peşine düşüp, ikinci yarısında bilinemezliğin , bilimsel verilerle açıklanamayan durumların içine girmek etkileyiciydi. Benim gibi Stephen King seven ve ne yazsa okurum diye düşünen herkese öneriyorum.
Diskdünyanın ikinci kitabı Fantastik Işık ilk kitabın bittiği yerden başlıyor. Büyü yapamayan sihirbaz Rincewind ve Diskdünyanın ilk turisti saf ve iyi niyetli İkiçiçek, kendilerini nasıl olduğunu anlamadan diskdünyada buluyorlar ve macera kaldığı yerden devam ediyor. Bu sırada gökyüzünde kızıl bir yıldız beliriyor ve Diskdünyaya doğru hızla yaklaşıyor.Görünmez üniversitede 8 büyü mezhebinin sihirbazları , çarpışmayı önlemek için Rincewind' in zihnindeki sihrin peşine düşüyorlar. Yanlarına katılan yeni karakterler ile Rincewind, İkiçicek ve İkiçiceğin yürüyen ve düşünen sandığı druidler, troller, büyüye karşı tepki alan insanlar ile birbirinden heyecanlı ve eğlenceli bir serüvene adım atıyor.
Yine çok eğlenceli, bol kahkahalı, fantastik öğelerin bolca yer aldığı bir kitaptı. İkiçiçeğin iyi kalpliliği ve sebep olduğu felaketler, Rincewind'le yine çok gülerek okuduğum diyalogları , hız kesmeyen macerasıyla çok keyif alarak okudum. Şuan delidolukitap'tan 22. kitabı çıktı. Kendi içinde de 7 farklı seriye bölüyor. Ara ara okumaya devam edeceğim. Zengin fantastik içeriğin absürt olaylarla ve zekice kurgulanmış diyaloglarla verildiği Diskdünya serisini epik fantastik kitap okuyan ve seven herkese öneriyorum.
Diskdünya serisinin ilk kitabı Büyünün Rengi yüksek kahkahalar attığım, zengin fantastik içeriğine hayran kaldığım, zekice kurgulanmış diyalogları ve büyülü evreniyle iyi ki okumuşum ama çok geç kalmışım dediğim bir kitap oldu. 41 kitap olması, okumadan önce beni korkuturken, şuan bu evrende uzun süre yaşayacak olma düşüncesi ile beni mutlu eden
Adak serisinin son kitabı Hüküm kitabın nasıl bittiğini anlamadığım bir hareket ve heyecan içeriyordu. Karakterlerin yaşama ve yaşantılarına dair sorgulamaları, farklı bakış açılarının birbirini anlama ve anlaşılma çabası bu son kitapta çarpıcı bir şekilde sunulmuştu. Özellikle dikkatimi çeken;çok önemi ve yeri olmadığını düşündüğüm karakterlerin bile, onları gözümde net bir şekilde canlandırmama sebep olacak şekilde duygu ve düşüncelerine ayrıntılı yer verilerek tanımlanmalarıydı.
Hükümde, gizemli olayların ilmek ilmek örülerek birbirine bağlandığı, bağlantıların açıklandığı, suçlunun kim olacağına dair tahminlerin ortaya atılıp geri çekildiği heyecanlı bir atmosfer içinde,Eski Soyun hayatlarının ve bakış açılarının göz önüne serildiği, inançların , kabul ve sadakatlerinin nedenleri işleniyor.
Nehir Efser değerlerinden ve öğrencilerini korumaktan vazgeçmediği için kendini Eski Soyu ilgilendiren olayların merkezinde buluyor. Arim Alator' la farklı kabul , değer ve anlayışlar içeren çatışmalarının işlenmesinin yanında artan ölümler, adaklar, yapılan muskalar sebebiyle eski soy içinde artan şüpheler ve düşmanlıklar da gözler önüne seriliyor.
Kısaca son derece etkilendiğim ve bana anı unutturan, sayfaları soluksuz çevirdiğim bir seriydi. Korku, gizem ve mistik öğelerle birlikte kişiler arası ilişkilere, farklı bakış açılarına, yaşam ve ölüme dair sorgulamalara hız kesmeyen bir macera içinde yer veren bu seriyi herkese öneriyorum.
Adak serisinin ikinci kitabı Eski Soy merak ettiklerime dair cevapları bulabildiğim, yine gerilimin eksik olmadığı , yan karakterlerin inançlarına, bakış açılarına ve kişiliklerine ayrıntılı olarak değinen sürükleyici ve etkileyici bir kitaptı.
Nehir Efser artık çevresinde anlam veremediği olayların mantık sınırları çerçevesinde açıklanamadığını kabul etmiş, eski soya dair bilgilere inanmaya başlamıştır. Okulda eski soydan olan öğrencileri ve onları " uğursuz " olarak değerlendiren ada ve şehir halkının çocukları arasında çatışmalar ve hizipleşmeler ortaya çıkmıştır. Birbiri ile aynı nedenlerle ölen çocuklar Eski Soya dair unutulmuş ve çok eskilerde kalmış büyü, muska, kurban ,adak söylemlerinin halk arasında tekrar yayılmasına sebep olmuştur. Nehir Efser' in öğrencilerinin çatışmalı durumlarını çözümlemek için başvurduğu yollar onu Eski Soy' un lideri Arım Alatorla karşı karşıya getirecektir.
Bu kitap Eski Soydan karakterlerin inançlarını, kişiliklerini , onları anlaşılmaz, ulaşılmaz ve ürkütücü gösteren özelliklerini kendi bakış açılarından resmediyor. Ayrıca Nehar Gündüz , Olcay Lima gibi karakterlerin düşüncelerinin ve duygusal durumlarının işlenmesi de beni etkileyen özelliklerinden biriydi. Çok beğenerek okudum ve yine çok merak uyandıran bir şekilde bitti. Üçüncü kitapla devam ediyorum.
Adak serisinin ilk kitabı Sürgün, yansıtılan ve resmedilen atmosferi ile beni içine alan bir kurguya sahipti. Her sayfasında gerilim ve ürpertiyle birlikte, merak ve heyecanı hissettiğim çok etkileyici bir ilk kitapla karşılastım.
Nehir Efser Atakan coğrafya öğretmeni olarak çalıştığı okuldan, bilinmeyen nedenlerle, uzak bir şehirdeki okula sürgün edilir. Çevresindeki kişilerin eleştirilerine ve yönlendirmelerine rağmen değer ve ilkelerinden vazgeçmeyen Nehir Efser, tayin olduğu şehirde, şehirle özdeşleştirdiği bir karanlıkla karşılaşır.Gizemli cinayetler, burada yaşayan ve kendilerine eski soy diyen yerlilere ilişkin söylemler, açıklayamadığı ve anlam veremediği olaylar ile gerilim ve korku dolu bir maceraya adım atar.
Genç bir öğretmenin doğru olanı yapma ve değerlerine sahip çıkma arzusu ile gösterdiği cesaret ve fantastik,mistik öğelerle gerilimin hiç eksilmediği, çok sürükleyici bir ilk kitaptı. Eski soya dair merak ettiklerimle birlikte hız kesmeden ikinci kitaba başlıyorum.
Brandon Sanderson' ın yazdığı Skyward' ın ilk kitabı, esprili diyalogları, distopya , bilimkurgu ve macera içeren kurgusu ile bana anı unutturan , nasıl bittiğini anlamadığım, çok beğenerek okuduğum başarı,mücadele ve arkadaşlık hikayesiydi.
Uzayda yolculuk eden bir uzay filosu Krell adı verilen uzaylıların saldırısına uğrar ve Detritus isminde
Yazar Dean Koontz' un 1981 yılında yazdığı Karanlığın Gözleri, zihni yormayan, sürükleyici kurgusu, akıcı anlatımı ile hızlı okunan gerilim macera türü bir kitaptı.
Tina Evans, 1 sene önce oğlu Danny' i güvenilir bir izci grubu ile birlikte kış kampına göndermiştir. Ancak bilinmeyen nedenlerle gezi otobüsünün kaza yapması sonucu bütün izciler hayatını kaybetmiştir. Tina' ya oğlunun kötü durumda olduğu söylenerek bedenini görmesine izin vermemişlerdir. Eşinden boşanmış olan Tina yas sürecini kendini işine adayarak geçirmeye başlar. Tam bir şeyleri aşabildiğini düşünürken "ölmedi' yazıları, evde hareket eden eşyalar ve ne olduğunu açıklayamadığı doğaüstü işaretlerle karşılaşması ile kendini tahmin edemeyeceği bir maceranın içinde bulur. İlk bölümde heyecanla ve gerilimle çevrilen sayfalar, kitabın ortalarına doğru kendini hızlı bir maceraya bırakıyor.
Bazı tesadüfler ve mantığa uymayan durumlar görmezden gelindiği sürece, kitabın kolay okunan, hızlı ve heyecanlı bir kurgusu var. Bu türden hoşlananlara öneririm.
Zemberek Kuşunun Güncesi Haruki Murakami' den okuduğum 6. kitap. Özellikle Kumandanı Öldürmek kitabındaki ana karakter ve sorgulamalarını anımsatsa da, kitap kendine özgü kurgusu ile ayakları yerden kesen , sağlam zemin bulmakta güçlük çekilen, rüya ile gerçeğin birbirine karıştığı, düşünce içeriğinin sınır tanımadığı,hangisi düşünce hangisi hayal, hangisi yaşanıyor sorularının hiç kesilmedigi bir macera içeriyor.
Ana karakter Toru Okada işinden kısa süre önce ayrılmış, eşi ile sorunsuz ve sıradan bir hayat yaşadığını düşünmektedir. Eşi ile evlendiği zaman sahiplendikleri kedi kayboluyor. Bu süreçte tanımadığı kadınların kendisi ile iletişim kurması, medyumların, boş ve terkedilmiş bir evin, kuyunun ve 16 yaşında durumu sorgulayan komşusunun olaya dahil olması ile birlikte sıradan görünen ve çok anlam verilemeyen durumların Toru Okada tarafından sorgulamasını ve inanılmaz bir hayal gücü ve düşünce içeriğiyle birbirine bağlanması işleniyor.
Toru Okada'nın yalnızlığı ve bu durumu düşünceleri ile sorgulamasını okurken, yan karakterlerin hayatına dahil olması ile hayatlarında acı ile karşılaşmış insanların etkileyici yaşam öyküleri ve yaşananlardan çıkardıkları anlam ve vardıkları nokta da gözler önüne seriliyor.
İlk 350 sayfa ağır ilerlese de Haruki Murakami' nin anlatım tarzı, su gibi okunan cümleleri , duygusal çözümlemeler ve sarsıcı hayat hikayeleri ile birlikte neler oluyor sorusunu ve merak duygusunu hiç kaybetmediğim bir kitap okudum. Bir oturuşta bitirilecek bir kitap olmasa da Haruki Murakami' nin metaforlarına ve hayalgücünün derinliğine hayran kalmamak mümkün değildi.
