Birşey ---bir ilişki --- başlatıyorduk; ama, ne kadar yetebilecektik buna --- ' anlam' larımız, 'anlama'larımız, 'anlatma'larımız 'anlaşma'ya ne kadar yetecektir?..
İki kişi, ilişkilerini , onu o l d u r a c a k kadar kuramazlar; ama ö l d ü r e c e k kadar bozabilirler, yaptıklarıyla. Bir de, kendi haline bırakırlarsa, kurur gider ilişki --- kendi kendine, ölür.
Kâinat yaratıldığından bugüne kadar geçen milyonlarca yıldır devam eden bu düzen de gösteriyor ki kâinatımızın bir tekâmül kanununa uyarak bilmediğimiz bir sonsuzluğa doğru ilerliyor; hayat mücadelesinin bütün dehşetine rağmen insanlık gittikçe yüce bir insanlık mertebesine varmaya meylediyor.
Insan bütün nesneler için bir ölçü birimidir. Dağların yüksekliğini, denizlerin derinliğini ayağına nispeten ölçtüğü matematik ilimlerinde de parmaklarının adedini ölçek kabul eder. Fakat insan ne zavallı bir şeydir! Ne zavallı şey! Bununla birlikte, ne yüce mertebelere erişebilir!
Sir John Lubbock
Newton yerçekimi kanununu keşfetmeyi, sürekli aynı hedefi düşünerek başarmıştır. Aynı gayeye yönelen fikrî imalatın bu paha biçilmez nimeti sebebiyle, dehânın aslında uzun bir sabırdan başka bir şey olmadığı söylenir.