Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

N

Çok eski zamanlarda oluyordu bu, rüyalar kadar eski, ama aşk hep daha dün olmuş gibi gelir insana.
Reklam
"İstanbul'da bir şeyler oluyor da kendisi bu olup bitenleri ve para kazanıp zengin olma fırsatını kaçırıyor duygusunu bir türlü içinden atamıyordu."
"Toplumların hayatını belirleyen önemli şeyler insanların birbirine benzeyen yanlarından değil benzemeyen yanlarından çıkıyor."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Acı dindi diyorum bazen yağmur dindi der gibi. Öyle kendiliğinden ya da tanrı istediğinden.
Yazmak istediklerimin etrafında gezindim. Bugün hayata bir zararım dokunsun istiyordum.
Reklam
Kelimeler birer birer ölüyor, Kalem büyüsünü kaybediyor
Bana artık büyü diyorlar Bütün renkleri mezun etmişler hayatlarından Karanlığa emekli öğretmenler gibi sanki insanlar.
568 syf.
·
Puan vermedi
·
26 günde okudu
On İki Sandalye
On İki SandalyeYevgeni Petrov
8.4/10 · 172 okunma
Albertine’e aşkımla bir bağlantıları olsa bile, büyük bir aşkın öncesinde ruhumuzda var olan şeylerin, bu aşkla, onu besleyerek, onunla savaşarak veya zihnimiz tarafından incelenmek üzere onunla zıtlık ya da benzerlik oluşturarak bağlantı kurdukları şekilde ilişkiliydiler.
Albertine’i hâlâ seviyordum gerçi, ama son dönemdeki gibi sevmiyordum artık; hayır, onunla bağlantılı yerlerin, insanların, her şeyin, bende, acıdan çok büyü içeren bir merak uyandırdığı daha eski dönemlerdeki gibi seviyordum. Hattâ onu tam olarak unutmak için, gittiği yoldan başlangıç noktasına geri dönen bir yolcu misali, baştaki kayıtsızlığa varmak için, aşkımın doruk noktasına ulaşıncaya kadar yaşadığım bütün duygulardan, ters yönde tekrar geçmem gerekeceğini gayet iyi hissediyordum. Ama geçmişin bu aşamaları, bu anları, sabit değildir; şimdi geçmişte kalmış olan bir zamana, ileriye doğru uzanan umudun korkunç gücünü, mutlu cehaletini korurlar ve biz anlık bir sanrıya kapılarak, gerideki o zamanı, gelecek olarak algılarız.
Reklam
Eski günler, yavaş yavaş, daha önceki günlerin üzerini örter, sonra da onları izleyen günlerin altına gömülürler. Ama nasıl ki, dev bir kütüphanede, en eski kitapların bile, muhtemelen kimsenin arayıp sormayacağı birer nüshası bulunursa, her eski gün de, içimizde yerini almıştır.
Belli bir yaştan sonra, hatıralarımız o kadar iç içe girer ki, düşündüğümüz şeyin, okuduğumuz kitabın hiçbir önemi kalmaz neredeyse. Her yere kendimizden bir şey bırakmışızdır, her şey verimli, her şey tehlikelidir; bir sabun reklamında, Pascal’in Düşünceler’indeki kadar değerli keşifler yapabiliriz.
Muhtemelen, insan olduğum için, yani aynı anda hem geçmişe, hem de şimdiki ânın gerçekliğine gömülmüş, iki yaşayışlı bir varlık olduğum için
Aslında, kederim o kadar çok şekil değiştiriyordu ki, bazen onu tanıyamıyordum bile; büyük bir aşk yaşamak, benimle birlikte yaşayacak birini bulmak istiyordum; bu da bana, Albertine’i artık sevmediğimin işareti gibi görünüyordu, oysa onu hâlâ sevdiğimin kanıtıydı; çünkü büyük bir aşk yaşama ihtiyacım, tıpkı Albertine’in tombul yanaklarını öpme arzusu gibi, özlemimin bir parçasıydı sadece.
Belki aynı şekilde, bir insandan alınıp başka bir insanın kalbine aşılanan sürgün de, alındığı insan yok olduktan sonra bile, yaşamaya devam eder.
3.102 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.