Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sercan Akbayrak

Sercan Akbayrak
@Srcnakbyrk
Kitap Bir İhtiyaçtır.
Reklam
320 syf.
7/10 puan verdi
Eser malesef dipnotlara boğulmuş gibi.Belki detaylar gerekli görülebilir ancak bazı şeyleri okurun iştiyakına bırakmak gerekiyor. Mütercim ve editör çok iyi iş çıkarmış. Kolay bir eser değil. Eser tam bir sosyalizm-kapitalizm savaşı. Çok tekrara düşse de birçok açıdan bakıldığında okuru doyurucu bilgiler mevcut. Ancak Sosyalizm-Marksizm dayatması çok fazla var ve tek doğru ideal tek doğru ideoloji buymuş gibi bir dayatması da mevcut. Halbuki biliyoruz ki Sosyalizm-Marksizm ideolojisi iflas etmiştir. Tabi İşçi hakları, eşit şartlar, emek hırsızlığı söylemleri duygusal anlamda çok destek toplayacak söylemler. Bu noktada da haksız değiller, doğru olanları dillendiren bir ideoloji. Lakin Karl Marx'a karşı çıkan, tespitlerini tahlilerini eleştiren yine kendisi gibi Sosyalist olan kişiler. Bilenler bana hak verecektir. Ama bu demek değildir ki kitabın çoğu şeyi yanlış. Hayır tam tersine baştada söylediğim üzere çok fazla güzel doğru tespitler tahliller mevcut. Eser çok fazla sosyalist söylemlerden bir anda silahlı mücadele doğru evrildi. Ortası olmadı yani :) Yani savaşla beraber aslında kitap sona erdi. Tipik iki ideolojinin planlı örgütlü mücadelesini anlatan bir kitaba dönüştü. Gözüme çarpan çok detaylar da var tabi ancak çok fazla yazma gereksinimi olduğunu düşünmüyorum. Her okur kendince puanını verecektir. Ama baş kahramanımızın 'UKALA' tavırları beni rahatsız etti. Bu ağır baskın karakter sonrasında pasif bir karaktere dönüştü. 150. sayfadan sonra da kitap tamamen savaş kitabına dönüştü.
Demir Ökçe
Demir ÖkçeJack London · İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,8bin okunma
Horla.
Mutluluğumuzu ümitsizliğe, kendimize güvenimizi üzüntüye dönüştüren bu gizemli etkiler nereden kaynaklanır acaba? Sanki gözle görülemeyen hava, bilinmez güçlerle dolu ve biz de bunların gizemli dokunuşuna maruz kalıyoruz. Gırtlağım yırtılırcasına şarkı söyleme hevesiyle neşe içinde uyandım. Neden? Su boyunca kisa bir gezintiden sonra, birdenbire sanki beni evde bekleyen bir felaket varmış gibi sıkıntı içinde geri dönüyorum. Neden? Acaba tenime değip giden bir ürperti mi sinirlerimi sarsıp ruhumu kararttı? Olanca değişkenliğiyle gözlerimin önünden geçerken aklımı bulandıran bulutların biçimi mi acaba? Günün rengi mi, yoksa nesnelerin rengi mi? Kim bilir? Çevremizdeki görmeden baktığımız ya da tanıyıp bilmeden yanından geçip gittiğimiz, gerçekten dokunmadan şöyle bir değdiğimiz her şeyin bizde, organlarımızda ve onlar dolayısıyla düşüncelerimizde hatta yüreğimizde ortaya çıkan hızlı, şaşırtıcı ve açıklanamaz sonuçları var mı? Ne kadar derindir, şu görünmeyenin sırrı! Onu, ne küçücüğü ne de büyüğü, ne çok yakındakini ne de çok uzaktakini seçebilen, ne bir yıldızda ne de bir su damlasında yaşayanları fark edebilen gözlerimizle veya hava titreşimlerini sesli notalar şeklinde ilettikleri için bizi yanıltan kulaklarımızla yani sefil duyularımızla ölçemeyiz.
Sayfa 2 - Kapra Yayıncılık

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Rumlar, en cimri millettir. Bunun kanıtı, onların dilinde cömertliği belirten bir kelime bulamayacak olmandır.” Derler ki; insanlar, yalnızca kullanmaya ihtiyaç duydukları şeyleri isimlendirirler. İhtiyaç duymadıkları olgulara isim verme zahmetine girmezler.
Malın eğer az ise, ancak aileni geçindirmene yeter. Ama eğer malın çoksa, fazlasını kötü günler için sakla. Bu değişken hayata ancak şaşkınlar güvenir. Ve yalnızca budalalar bu günün esenliğine aldanırlar. Ansızın gelen belaya ve kurnaz insanların oyunlarına dikkat et, hazırlıklı ol senin azın, başkasının çoğundan hayırlıdır. Zaten başkalarının malı keskin mızraklar ve sıkı sıkı kapalı kapılarla korunuyor, nasıl ulaşacaksın ki?
Reklam
İmam Sevrî'nin Oğluna Nasihati
Ey oğlum! Ben doksan yaşıma vardım; ne bir dişim eksildi, ne bir kemiğim oynadı, ne de sinirim gevşedi. Kulağımın çınladığını, gözümün yaşardığını ya da idrarımı kaçırdığımı bilmiyorum! Bunun nedeni, yemeği azaltmış olmamdan başka bir şey değildir. Eğer sen de yaşamayı seviyorsan, işte yaşamın yolu budur. Yok, ölmek istiyorsan, Allah ancak kendine zulmedeni yok eder.
Hasan Basri demişti ki: “Ey Âdemoğlu! Midenin üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini tefekküre ve teneffüs etmeye ayır. Bekir b. Abdullah Muzenî de şöyle dedi: “Hayatın tadını ancak; tokluğu açlıkla değişince, işime yaramayan giysilerden kurtulunca ve ellerimi yıkamayı gerektirecek yemekleri yemekten vazgeçince buldum.”
"Görüş alışverişinde bulunmak, zihinleri besler, yeni ufuklar açar..."
"Asla fakir düşmeyeceğini sanan zenginden daha fakir kimse yoktur dünyada. Nitekim; "zenginlik sarhoşluğu, şarabın verdiği sarhoşluktan daha şiddetlidir," diyor, Zeyd bin Cebele.
"Zenginlikte bir ne yaptığını bilmezlik ve sarhoşluk vardır; haddini aşma ve bir kapris vardır. Zenginlik sarhoşluğundan servetini israf eder."
Reklam
Allah ondan razı olsun Hz. Ömer şöyle buyurmuştu: "Paralarınızı ayrı ayrı yerlere koyun, bir yere toplamayın ki, hepsi birden zayi olmasın!"
Kapra Yy.
1.135 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.