Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cenk savaş

tarkovski: söze karşı her birimiz suçluyuz. söz, hakikatli olduğunda güçlü bir etki bırakıyor. günümüzdeyse düşünceleri gizlemek için kullanılıyor. afrika'da yalanı bilmeyen bir kabile bulmuşlar. beyazlar, onlara yalanı anlatmaya çalışmış ama anlamamışlar. böylesine yaratılışların mükemmelliğini görmeye çalışın, o zaman başlangıçta neden sözün olduğunu anlayacaksınız. sözle onun manası arasındaki mesafe artık büyüyor. çok ilginç, değil mi? bir bilmece gibi
Reklam
platonov, bir kitabında şöyle diyordu: acı ve çetin tutkuya kapılmışsa ruh, tanrı o'nu sevdiğindendir.
hz. ali cenkleri hz. ali'nin şiirleri (şemseddin sami) hz. ali'nin bir emirnâmesi (abdülaziz çaviş)

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
hak teala hz. musa'ya gizlice dedi: iblis'ten bir sır öğren. musa iblis'i yolda görünce ondan bir sır, bir nişane öğrenmek istedi. iblis dedi ki: şu sözü hatırında tut; -ben deme ki ben gibi olmayasın.- feridüddin attar'dan.
raeytü rabbi bi ayni kalbi (rabbimi kalbimin gözüyle gördüm) fe kultü men ente kale ente (ve "sen kimsin?" dedim, "sen." dedi.) hallac.
Reklam
insan: dış ışığı söner, iç ışığı yanar: bu uykudur. insan: dış ışığı söner, iç ışığı söner: bu ölümdür.
düşündürücü ve hikmetli sözlerle ruhlarınızı dinlendirin. zira bedenlerin yorulduğu gibi, ruhlar da yorulur." hz. ali
ebû cehil, peygamber efendimizi (s.a.v.) denemek için eline ufak taş parçaları almış, onları avucunda gizleyerek; "ey ahmed, çabuk söyle bu nedir?" demişti. "eğer sen gerçek peygamber isen, eğer göklerin sırrından haberin varsa, bil bakalım, şu avucumda gizlediğim nedir?" hz. peygamber (s.a.v.) buyurdu ki: "elindekilerin ne olduğunu ben mi söyleyeyim? yoksa benim gerçek peygamber olduğumu onlar mı söylesin?" ebû cehil: "bu ikincisi imkânsızdır, olamaz." dedi. resûlullah efendimiz; "evet." diye buyurdu. "fakat, allah'ın gücü, kudreti bundan da üstündür." bunun üzerine, ebû cehil'in avucundaki kırık taş parçalarının her biri, kelime-i şehâdet getirmeye koyuldular. taşlardan her biri; "lâ ilâhe illallah, muhammedün resûlullah." dedi. ebû cehil, taşlardan bu sözleri duyunca, öfke ile onları yere çarptı. mesnevî / terc. şefik can / ötüken neşriyat
kendini allah'ın yoluna adamış ve nefsini terbiye etmek arzusuyla bir mürşid’in yanında eğitim ve terbiye gören bir sûfînin cebinde bir miktar parası vardı. nefsine ve şeytana yenilerek bu az parayla önce karnını doyurdu, sonra zina etti. onu bilen ve tanıyan arkadaşı parasını harcamış olduğunu anlayınca, sordu ve nereye harcadığını söylemesini istedi. sûfî, arkadaşına cevap verdi: bir miktarıyla madden aç karnımı, öbür kalan miktarıyla da mânen aç ve zâlim nefsimi doyurdum. ama şuanda anlıyorum ki, ikisi de beni aldattılar. zira karnım yine aç, nefsim ise hiç doymak bilmiyor. ey insanoğlu! bil ki aç iken, geç ele geçen yiyecek zevk verir. çok yeme, kendine hâkim ol. uyku gelmeden uyuma. kemendi boynuna takılınca başını rahatlık yastığına koy. çok uyuma. yeri, zamanı ve sırası gelmeden konuşma. konuşman gerekiyorsa söz toplarını ağzında iyi sakla. çünkü söz ok gibidir. ağızda durursa hâkim sensin. ağzından çıkarsa hedefe gider ve hâkim o olur. hükme göre muamele görürsün. ya kanını bedeninde tutarsın ya da yersiz davranıp akıttırırsın. sen gönül ehli olmaya bak! zira mideyi de gözü de nefsi de ancak toprak öldürür ve doyurur. bostan / şeyh sâdî şirâzî
aşktandır...; tüm yaralarım benim.
Reklam
emil michel cioran röportajı (fransızcadan çeviren: haldun bayrı) hiç uyku uyumayan kişi başka bir zamanın içinde mi yaşar sorusuna cioran'ın yanıtı: "mutlaka (...) uykuyla geçen gecenin sonrasında, sabah uyanan birinde bir şeye başlıyor olma yanılsaması vardır. ama sizi bütün gece uyku tutmadıysa hiçbir şeye başlayamazsınız. sabahın
tahirü'l-mevlevî, istiklâl mahkemesi hatıraları 2. feridüddin attar, esrarnâme 3. mehmet nusret tura, o'nun güzel isimleri; sunullah gaybi, sohbetnâme 4. erzurumlu ibrahim hakkı, insan-ı kamil 5. ibn ataullah el-iskenderî, gelin tacı 6. darkavî, mektuplar; ahmed el-alavî 7. hz. ali cenkleri 8. köstendilli ali alaeddin el halveti,
iblis, hz. isa'ya görünür... iblis: ey isa! sen itikad ediyorsun ki cenab-ı hak takdir etmedikçe sana bir musibet veya bela gelmez. öyleyse şimdi bu akide ve inancının doğruluğunu göstermek için şu dağın zirvesinden kendini at. kurtulman mukadder ise kurtulursun... isa: ey melun! allah için kulunu imtihan kudreti sabittir, vardır. fakat kul için allah'ı imtihan selahiyeti yoktur, verilmemiştir.
tanrı'nın yarattığı ilk şey yolculuktur. bunu şüphe takip eder. ve sıla hasreti...
babam bir gün ormanda bir avcı görür. avcı dişi bir kumruyu takip etmektedir. o anda aniden, kumrunun erkeği çıkagelir. dişisine bakar. tam o sırada avcı dişi kumruyu vurur, öldürür. bunu gören erkek kumru çaresizliğinden kendi etrafında fır dönerek havaya yükselir yükselir, öyle yükselir ki gözlerden kaybolur. "gözümüzden kayboluncaya kadar o kuşa baktık" diye devam etti babam; "sonra, o kuş o yüksekliğe varınca kanatlarını kapattı, başını yere çevirdi ve çığlıklar atarak kendini yere sapladı, paramparça oldu, ezildi ve öldü. bizse, hâlâ bakakalmıştık" diye anlatmıştı. ey âşık, bu bir kuşun yaptığı harekettir. peki, allah aşkı uğrunda senin tavrın nicedir?
798 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.