En son da Nietzsche'nin tamamlanmış ve çelişkisiz hiçbir şeyi olmayan;ahlaksız ve temelsiz düşünce eskizleri getiren çocuksu bir delilikle oluşturulmuş düşüncesi belli başlı isimlerce,felsefe alanında söylenmiş son sözler olarak görülünce son adım atıldı."Ne yapmalıyız?" sorusu artık hemen şöyle yanıtlanıyor:"Öbürlerinin yaşamlarına aldırmadan, istediğin gibi yaşa."
Elli yıl önce Kant, Leibniz ya da Hume'un zamanında, bu yapıtlar önemsenmezdi.Gelin görün ki laf olsun aydınları, Nietzsche'nin felsefi herzelerini yere göğe konduramayıp, ondan söz ediyor, onu övüyor ve yapıtları dünyanın bütün dillerine çevriliyor.Turgenyev ilgi çekmek isteyen hünersizlerin, pek de akıllıca olmayan tumturaklı sözler söylediklerine değinir.Söz gelimi su ıslaktır fakat biri çıkıp da ağırbaşlı bir tutumla suyun kuru olduğunu söyler ve ilginin kendisine yöneleceği kuruntusuna kapılır.
Mevlana “Batıl, Mesnevi’nin önünden ve arkasından
yol bulamaz” der, Allah ise Fussilet suresinin 42. ayetinde
“Batıl, Kur’an’ın önünden ve arkasından yol bulamaz” der.
Mevlana “Mesnevi gönüllerin şifasıdır” der, oysa Allah İsra suresinin 82. ayetinde “Kur’an’ı, inananlar için
bir şifa ve rahmet olarak indirdik.” der.
Mevlana “Mesnevi, alemlerin Rabbi’nin ilhamıyla hayır sahibi katiplerin elleriyle yazılmıştır.” der, Allah ise
Abese suresinin 13-16. ayetlerde Kur’an’ın hayırlı katiplerin elleriyle yazıldığını söyler.
Uzatmaya gerek yok sanırım, yukarıdaki cümlelerin neredeyse hepsi Kur’an ayetleridir. Mevlana, kendi yazdığı Mesnevi'ye Kur’an’ın sıfatlarını yükler. Tabi, adam açık seçik Allah tarafından indirildiğini söyledi zaten Mesnevi'nin,ya ne olacaktı?
Hz.peygambere isnat edilen sözler,eğer Ku'an'ın gayesine,felsefesine ve hikmetine aykırı ise,o sözün peygambere ait olmasından şüphe etmek her müslümanın hakkıdır.Hadisçiler her ne kadar hadisin rivayet senedini sahih çıkarsalar da,mana bakımından Ku'an'ın ilke ve esaslarına aykırı olması,onun hem lafız hem de mana bakımından sahih olmadığının delili sayılmıştır.Aslında itiraz edilmeyen rivayet sayısı pek azdır.Aynı ravinin bir hadisi değişik kelime ve sözcüklerle nakletmesi de rivayetin şüphe ile karşılanmasına sebep olmaktadır.Bu demektir ki,bu sözler Hz.peygamber'in sözleri değil,kendi sözleridir.
Ku'ran,tek tip insan ve tek tip toplum yaratma peşinde olmayıp her toplumda yaşama niyetinde ve emelindedir.Esefle söylemeli ki,mezhepler tekdüzelik üzerinde durmuşlar ve bu, İslam'ın aleyhine olmuştur.