Bir sabah San Francisco'daki ofisinde bana doğru eğilip şöyle dedi Tristan: "Sihirbazlar işlerini nasıl yapıyorlar? Senin güçlü yanlarını bilmeleri gerekmiyor zaaflarını bilmeleri yeterli. Sen zaaflarını ne kadar biliyorsun?" Zaaflarımı gayet iyi bildiğime inanmak istiyordum, ama Tristan kafasını hafifçe salladı. "İnsanlar zaaflarını biliyor olsalardı, " dedi," sihirbazlık diye bir şey olmazdı. "