Zamanı oy, sesini sakla ... unutulmasın Tarih düşür her yazdığının allına Aynaya bak, yüzünü göm ... unutulmasın Bir gün küllerin savrulur nasılsa Bence sen bir günlük tutmalısın Solgun güller kurutarak yapraklarında Yağmurda yürü, izini koru ... unutulmasın Toprağı eşeleyen çocukların avuçlarına
Sayfa 566Kitabı okudu
Şimdi şehirlerin yalınkılıç yalnızlığındasın Geçtiğin kırmızı, durduğun yeşil... unutulmasın Dimdik önündesin bir fotoğraf karesinin O fotoğrafta hiç sarı kullanılmasın İyi çocuk ol, acınla büyü... unutulmasın.
Sayfa 566Kitabı okudu
Reklam
Saatin kaç olduğunu biliyor musun? Duvarda çiviye asılı bir takvim sallanıp duruyor Her sabah birileri gelip, Bir yaprak daha koparıyor ondan görünmez elleriyle. Üç gündür yağmur yağıyor Yakıyor artık ellerimi kitaplarım. Dışarıdan zincirleme silah sesleri geliyor...
Sylvia Plath'ı arıyorum, mezarında buluyorum konyağını yudumlarken Bana daha bir incelmiş, ne bileyim daha bir güzelleşmiş gibi geliyor Thank you very much! diyorum ve jetonumun soluğu tükeniyor
Sayfa 522Kitabı okudu
Geç oldu, çok geç oldu kalbim Uzaklara bakılmayan bir durak mı kaldı Ufuk çizgilerine açık bir kıyı Ama bir türlü gelmedi beklenen - Kalbim, neydi ki beklenen Belki ölümün özgül ağırlığı Geç oldu, çok geç oldu kalbim.
Sayfa 491Kitabı okudu
Geç oldu, çok geç oldu kalbim Yine sıfır derecede dondu su Arlık hiçbir şey gelmez elden Kapamaz kimseler ağzımdaki çığlığı Benim bıraktığım yerden
Sayfa 491Kitabı okudu
Reklam
Akranlarımla oynamayı sevmezdim ben çocukken, bunun bir açıklaması olmalı Şimdi de en yakın dostlarım benden en az on yaş büyük ya da ufak
Umutsuzluğun çekirdeğini aradım yıllar boyu, orada umuda rastlayacağımı bilerek
Sayfa 473Kitabı okudu
Kulakların uğuldamasa Kendi sesini duyacaksın Ne diye bağırıyorsun Hiçbir şey olamasan da Psikanalizin tarihindeki bir yer alacaksın
Sayfa 434Kitabı okudu
Gökyüzü maviliğinden soyunuyor Gitsem kime, kalsam kimde, nereye kadar? Sılasızım işte, gurbetim de yok Adres defterime adlar değil Yalnızlıklar yazılıyor.
Reklam
Yitirdim cebimdeki bütün adresleri Yağmurlar, yağmurlar ortasında kaldım Aklımı boğacak o selleri Ben kendi damarlarımda yarattım Artık ne bir satır yazı, ne de bir selam Tek kişilik bu oyunda rol alabilir Gitti bütün seyirciler boşaldı salon Geride kalan yalnızca, yalnızca maskelerdir
Gecelerdi, solgun - sessiz tüterdi yüzün Yatağımda bir kımıltıydın, dilimde türkü Uykusunda konuşurken sesini öptüğüm Varmak için beyninin kıvrak dağ yollarına Kokundu, bedenimi saran o ince buğu Esintisinde usul usul yürüdüğüm Ki değişmem yaseminlerle, portakal ağaçlarıyla
Bugün oturdum ölümü düşündüm Kirli, acı bir su gibi yürüdü içime Dokunduğum, gördüğüm her şeye sindi Ürperdim, korktum ve biraz şaşırdım Bugün oturdum ölümü düşündüm Yağmur altında ya da karanlıkta Bir başıma kalmış gibi...
Saatin kaç olduğunu biliyor musun? Duvarda çiviye asılı bir takvim sallanıp duruyor Her sabah birileri gelip, bir yaprak daha Koparıyor ondan görünmez elleriyle. Üç gündür yağmur yağıyor Yakıyor artık ellerimi kitaplarım. Dışarıdan zincirleme silah sesleri geliyor...
Bir Şiir: Oğul - Ahmet Erhan Anne ben geldim, ağdaki balık Bardaktaki su kadar umarsızım Dizlerin duruyor mu başımı koyacak? Anne ben geldim, oğlun, hayırsızın...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.