Eski Türk inançlarında var olan dinî ritüellerden kadınlı erkekli törenlerin İslamlaşma sonrasında da sürdüğünü, Ahmet Yesevi'nin de bu törenleri, zikir şeklinde sürdürdüğünü biliyoruz. Eski Türk inançlarının İslama adaptasyonu ile ortaya çıkan bu ritüel Alevi-Bektaşi topluluklar arasında ayinicem adını almıştır. Eski Türklerin bu ayinleri Maveraünnehir'de göçebe Türkmenler aracılığıyla Yeseviliğe sokulmuş ve bu yolla Anadolu'ya gelerek icra edilmeye başlanmıştır.
Türkler arasında büyük saygı gören Ahmet Yesevi'nin Yesi'de bulunan dergâhının Emir Timur tarafından yaptırılması, Şah İsmail'in atalarından Şeyh Safiyüddin Erdebili’ye Moğol Emirlerinin ve Geyikli Baba'ya Osmanlı Padişahı Orhan Bey'in gösterdiği saygı gibi örnekler sofilere ve dergâhlarina yönelik saygı ve desteğin sadece bazılarıdır. Görüldüğü üzere büyük sofiler ve halkın büyük saygı gösterdiği tekkeleri İslam ülkelerinde saygı ve desteğe mazhar olmuştur.
Rivayet edilir ki: Hoca Ahmet Yesevi hazretleri 63 yaşına geldiğinde Peygamber sevgisinin bir tezahürü olarak "Resûlullah (sas) bu yaşta dünyadan ayrılmışken benim yeryüzünde durmam onun sevgisine yakışmaz." diye düşünerek toprak seviyesinin altında yaptırdığı bölmede yaşamaya başlar. Böylece 78 yaşına kadar yaşar.
Bu anlayışın bir yansıması olarak Kazakistan'da hala 63 yaş toyu adı verilen bir gelenek varlığını sürdürmektedir. Öyle ki 63 yaşına ulaşabilen bir Kazak Müslüman, Peygamberimizin yaşadığı kadar yaşayabilme, O'na (sas) bu vesileyle yaklaşabilme sevincini bir toyla yakınlarıyla paylaşmaktadır.
Hoca Ahmet Yesevi'nin altmış üç yaş geleneğinin izlerini Anadolu'daki etkisini "Haddi aştık!" deyimiyle görmekteyiz. Öyle ki Osmanlı döneminde, 63 yaşını geçen birine yaşı sorulduğunda "Haddi aştık!" diye cevap verirdi. Bu ise Peygamber Efendimize (sas) saygı ve sevgiden kaynaklanırdı.
Ahmet Yesevi'yi İslamlaşmaya geçiş döneminin temel şahsiyeti olarak görebiliriz. O, eski inançlarla da uyumlu bir İslam yorumu oluşturmayı ve bunu, geleneklerini din buyruklarından da önde tutan Türk kitlelere benimsetmeyi başarmıştır. Bu gerçekten büyük bir başarıdır.
Berat hukumdari Hoca Ahmet Yesevi ye sormuş: bu kürk ustumdeyken namaz kılmam caiz midir ? Hoca gülmüş hükümdar ne gülüyorsun diye sormuş o da senin akilsizligina gülüyorum. Karnın haram doluyken halkın vebali boynundayken bana kurkten bahsediyorsun demiş.