Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Koşma
Ben çoktaan söyledim bunu, anlamadınız Bir gün olur dedim, büyük bu dalga Toprakta, ıssız dağ yollarında, güneşli kırlarda Gaz lambasıyla aydınlanan mağaralarda Yağmurda eriyen kerpiç, ot evlerde Sevginin olduğu her yerde konuşulur bu dedim. O çiyli sabahları düşünün, işte puslu dağlar Aşağlardan bir şeyler… bir ırmak ağır akar (ama durmadan, ama açar kendine yol, durmadan) Çok var daha böyle ırmaklar yurdumda Güneşin altın ışıklarıyla aydınlanan Gölgesi kendinden büyük çınar ağaçları çok var Ben koşarken yorulan atları sevmem (Bu topraklarda öyle atlar yoktur çoktaaan söyledim) Ürken kuşları sevmem, tavşanları… Gün ışırken yola düşen göçleri severim daha çok, Çünkü göçmek yeniyedir, çünkü bir yerlere... Çünkü “ağır ağır giden eller bizimdir.”
Sevgi
Bir saksıya bakmak sulamak çiçekleri Değince bir yaprağa uzayan bir dala Sevginin sokulgan güvercini Arar kendini bizde
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
Belki
Gün dala biner şavkır özü denizin Ağıl açar kapısını sürüye ki ağarır tan Uzun kanatlı sevgimizin Uçar kuşları havaya
Sayfa 135Kitabı okudu
Derler ki ay ışığında onun sularında yıkanan kadınların altın sarısı olur saçları!
Çünkü Senin kalbin Uçarı Yüzün bir çocuk yüzü
Gül Derken biliyorum bunları Ve her şeyi Ki sevda insancadır
Reklam
SEVDA TÜRKÜLERİ’nden...
(...) Bütün bunlar halk sözleridir Toplanıp kitaplara geçmiştir Ki senin söylediğin söz Aklımdan çıkmaz (...)
AY, ANADOLU DAĞLARI’ndan...
Ay, o her zaman gülümseyen Hiç acıkmayan Hiç yakınmayan Hiç yenilmeyen Anadolu dağlarının üstünde. (...)
ÖĞRETMENSİZ ÖĞRENEN ÇOCUK
Belki de şimdi Alfebeyi bile bilmeyen bir çocuk Kuş avlıyordur kuş gibi Ayakları yalın elleri çatlak Yaz bir şey demez ona Kışın söylediği ise kar türküsüdür Onun tırmandığı ağaca Kimse tırmanamaz düşmeden Bütün bitkileri bilir Orman hayvanlarını evcilleri Gün doğmadan işe gidilir O da gider Büyüyünce önüne çıkan Sarp kayalarda geyiklerdir Döner akşama avdan Sevindirir çocuklarını Şunca yıla karşı Çok yaşasın cumhuriyet Bir avuç göz yaşı Avutsun isteyeni
Obrukdağ'daki Mağara
Yine bir söylentiye göre, mağarada bir giysi varmış, büyülü bir giysiymiş bu. Eline alsan, parça parça olur, yırtılır yere düşer, toplayıp yerine koydun mu, kendiliğinden eski durumuna gelirmiş. Mağaranın ağzında da bir demir kapı olduğu söylenir. Gün gelecek, yiğit biri açacakmış o kapıyı. Ama, kapının ardında keskin iki kılıç varmış ki, hiç durmadan birbirine sürtünüp dururlarmış. O yiğit bu kılıçlara başını vermeden geçerse, mağarada saklı her şey onun olacakmış.
Sayfa 71 - Arkadaş Yayınevi, Ankara, 1993Kitabı okudu
640 öğeden 421 ile 430 arasındakiler gösteriliyor.