Mobbing Bank Diyor ki;
Kuklalar Arasında ki Kör Dövüş Kuklacı ile savaşan bir tek Mustafa Kemal Atatürk'ü tanıdı dünya ve insanlık. Gerisi kuklacı lehine kuklalar arası dövüşten ibaret. Kuklacı ile savaşalım diyen çok az olduğu için fırsat büyük. Kuklalar iplerinin oynatıldığı kadar hareket edebilirler. Kukla yaratanlar ve kukla oynatanlar farkını
ama sevgi olmadan hiçbirinin anlamı yoktu
İnsan en iyi lokantalarda yemek yiyebilirdi, bütün hazlardan payına düşeni fazla fazla alabilirdi, Sao Paulo'da sahneye çıkıp yirmi bin kişiye şarkı söyleyebilirdi, gelmiş geçmiş en büyük alkış sağanağına tutulabilirdi, dünyanın öteki ucuna gidebilirdi, internette milyonlarca takipçiye sahip olabilirdi, olimpiyat madalyası kazanabilirdi ama sevgi olmadan hiçbirinin anlamı yoktu.
Sayfa 243Kitabı okudu
Reklam
Maalesef
Kemal Tahir
Kemal Tahir
, beni şöyle bir süzdü. Oyunun neye ait olduğunu bile sormadan, tok bir tavırla, "Bak" dedi. "Şunu bilmiş ol ki, bu ülkede maskaralık yaptığın sürece herkes sana alkış tutar. Ciddi bir şey yapmaya kalkarsan da kimse ilgilenmez. Yüzüne bakmaz. Bunu baştan böyle bil."
HAKSIZ YERE BİTEN HAYATLAR
Yasin Bey’in sağ kolundan tutan bir asker, sol kolundan tutan diğer askerle birlikte rutubet dolu, dar, karanlık koridorda ilerliyorlardı. Yasin Bey etrafı detaylıca inceliyordu. Nasıl olsa ömrünün geri kalanını burada geçirecekti. Dar uzun koridordan bir süre daha ilerledikten sonra sağ koluna girili olan asker Yasin Bey’in kolunu bırakıp
Okusaydı o şiirleri daha iyi yazardı, Ama şimdi de kötü sayılmaz yaşına göre, Tavşanların üşüdüğünü kim anlar Serin bir çalının dibinde, Kim yapar her yıl gelince kış Çitlerin önünde bir kardan tavşan, İyi olduğu söylenemez bu şiirlerin, Ama toplum deyip o anda alkış alırken yaşıtları Doğrusu kötü sayılmaz yaşına göre, Çiftçinin oğlu büyüyünce çiftçi olur, Virgül sanırım şair olur, Neden derseniz, hep havada biter şiirleri, Sanki direğin tepesindeki elektrikçi Düşerken havada durmuş biraz, Şöyle bir çevresine bakınmış gibi,
İtibarın oluşumuna katkıda bulunan çok farklı etkenler olabilir. En önemlilerinden biri de başarıdır. Başarıya ulaşan her insan ve hâkimiyet kuran her fikir, sırf bu yüzden ve herkesçe kabul gördüğünden, artık sorgulanmaz olur. İtibarın temelinde başarının yattığının ispatı, başarı ortadan kalktığında neredeyse her zaman itibarın da onunla birlikte yok olup gitmesidir. Kitlelerin daha dün alkış tuttuğu bir kahraman, şayet başarısızlığa uğrarsa hemen ertesi gün yuhalanır.
Sayfa 111
Reklam
"İyi bir öncü her zaman buyruğunda çalışanları yüceltmeli, onlara alkış tutmalıdır."
mızmıza dayalı bir isyankarlık
Ne kadar inanılmaz görünse de, sanatçı basit mi basit bir Mani­heizme hapsedilir. Eserlere fiziksel ve gerçek boyutları çerçevesinde bakmamamız, sorumsuzluk ve yaltakçılığının tehlikeli imalarını göz ardı etmemiz istenmektedir. Diğer yandansa, ahlaki olduğu söylenen fikirlerine tutunmamız, toplumun yararına oldukları iddia edildiği için onlara hiç analiz etmeden, irdelemeden, çocukça ve utanılacak biçimlerde sergiledikleri kötülüklerden daha fena olduklarını belirt­ meden alkış tutmamız beklenir. Hannah Wilke'nin kanserliyken çektiği fotoğrafların sanat değil kendi hastalığını ticarileştirme ama­ cı güttüğünü söylemek feminizme hakaret olarak algılanır. Eseri yo­rumlamak sanatçının toplumsal aktivizmine, Maniheist dünya görü­ şüne karşı bir saldırıya dönüşür. Yorumlamak, analiz etmek ve sor­gulamak bizi toplum karşıtlarının tarafına geçirir. Bu sahte sanatı icra eden sanatçılar kurumlara asalak gibi yapışır, kaynakları emer, iktidarı rahatsız etmeyen sınırlar içinde hareket eder, galeri aktiviz­mini benimser, mızmıza dayalı bir isyankarlık yaparlar. Eleştirmen­ler de onlarla omuz omuza durur, antisosyal diye suçlanmalarını en­geller. Elbette bu satılmışlığın meyvesi boldur: Bugün dalkavukluk eden yarın bir sergiye küratör olur.
Toplumlar insanlara belli başlı tepkiler yüklerdi. Bir coğrafyada bir olay ya kınadır ya da alkış alırdı."
Indigo YayınlarıKitabı okuyor
"Korkma ışığın ve ısın vermekle bitmez, uzun dönemde verdiğinden daha fazla aldığını görebilirsin." *Cengiz alkış*
Reklam
Bazen hayatı, futbol müsabakasına benzetiyorum, ilk hatanda, golü sana atiyorlar, alkış tutanlar ise hep en yakınındakiler oluyor..
2024 ocak ayı 🎬filmler: octaber sky onur savaşı poison
hayatın bedava hazları
"yazı yazmak: hiçbir maddi karşılık beklemeden, tüm insanlara, yeryüzüne ve tüm evrene latin harfli işaretler, fiskeler fırlatmak.. beyninden, yüreğinden akan o garip billur şeyi beyaz kağıda damıtmak.. ama daktilo, bilgisayar gibi soğuk aletler kullanmadan.. illa ki kurşun kalemle.. ya teksir ya da beyaz dosya kağıdına.. tıpkı okuldaki gibi.. ve ürkmeden ve çekinmeden ve çırılçıplak.. sonra.. sonrası kendiliğinden geliyor zaten.. sen yeter ki alabildiğince beyaz ve kendin olarak ak, o beyaz kağıda.. ve harflerin ve sözcüklerin bedelli kaçak askeri ol.. yaz, yaz, yaz.. sonrası.. geliyor zaten.. mektup olarak, faks olarak, telefon olarak, alkış olarak, öpücük olarak.. sen yeter ki yaz.. hayatın eski ve numunelik bir kardeşi olarak.. boyuna, hayata oyalanma, dayanma metinleri sun.. sen yeter ki yaz.. ne güzelsin bak yazarken, okurken de güzellerdir değil mi.. güzeliz, güzeliz
Sayfa 74 - ÇınarKitabı okudu
Eğer yolcu, konduğu menzillerinden göçmese, asıl varacağı yeri nasıl bulur? Ben de zevk konaklarımdan, alkış ve sitayiş duraklarından ayrılmadan, son menzilime nasıl ulaşabilirim?
Sayfa 248Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.