Kalbin sıkıca tutunacağı mutlak bir şey yoktur hiçbir zaman. Bu yüzden dünyalık zevklerimiz -neredeyse istisnasız- tek bir âna aittir.” | Jean-Jacques Rousseau
Eğer bütün ana ve babalar, kendilerini gerçekleştirmiş ve içsel huzura erişmeyi başarmış olsalar eğitimin serbest mi otoriter ağırlıklı mı olması gerektiğini tartışmaya lüzum kalmazdı.
Reklam
“Bütün ömrüm rehinidir seninle sadık bir buluşmanın” sözüne geldiğinde o ana kadar boğuk çıkan sesi coşku ve cesaretle Aratov’a dikilmiş bakıyordu.
Sayfa 17 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
8
Sen ki bir müziksin, müzik dinlerken bu hüzün niye? Sevinç sevinçten hoşlanır, tatlı çatışmaz tatlıyla. Peki canını sıkan şeyi sen niye dinliyorsun öyleyse; Sıkılıp dertlenmek hoşuna mı gidiyor yoksa Uyum içinde birbirine eşlik eden seslerin Anlamlı beraberliği kulağına hoş gelmiyorsa, Bağlantıyı kuramadığını görüyorlar da senin Kınıyorlar herhalde seni bu yüzden tatlılıkla. Dinle bak her tel güzelim eşine nasıl uymuş; Her biri ses veriyor ötekine, gelince sırası, Babayla oğul ve mutlu ana bir araya gelmiş, Birbirine uymuş, bir ezgiyle okşuyorlar kulakları. İşte çok sesten oluşup tek sese dönüşen şarkıları, Tek kalırsan hiç olursun, diye sana seslenen bir uyarı.
Nietzsche Ağladığında bunla kapışır...
Spoiler yok sanırım..? Şu ana kadar okuduğum en harika kitap olabilir bu. Psikolojiye hep ilgim olduğunu söyler dururdum, ama bir kitabı açıp (en azından bu derinlikte olanı) okumak zor gelirdi, sanki yüzleşmekten korkuyordum. Bu kitap çok hayatın içinden, Yalom alanında iyi ve iyi olduğunu kanıtlayan en büyük şey de kitapları olabilir. Psikoloji
296 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Ahmet Ümit'in 1998 yılında yayımlanan, polisiye/cinayet türündeki romanlarından biri. Ancak buradaki tek konu bu değil bu kez. Moskova'da başlayan ve devam eden bir cinayet serüvenini, soruşturmasını kapsıyor roman. Fakat cinayet bir kenara dursun, Türk devrimciler ve komünizm kitabın ana konularından. Moskova'ya eğitime giden TKP
Kar Kokusu
Kar KokusuAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 20197,4bin okunma
Reklam
İnsan yetişkin yaşamında ana-babasının kusurlarının izlerini taşısa bile bundan ötürü onları suçlamak kendisini de suçlu hissetmesine sebep olur. Bu, yetişkin bir varlık olarak insanın kendi varoluş sorumluluğunu üstlenememiş olmasının suçluluğudur. Ana-babalarımızdan alacaklı olduğumuz bir gerçek de olsa, geçmiş yeniden yaşanamaz.
..: "Hey gidi Makedonya! Hey gidi ana baba yadigârı koca ova! Daha neler göreceğiz topraklarında! Ne acılar yaşatacaksın bize?"
Sayfa 132 - Cumhuriyet Kitapları, 13. Baskı: Nisan 2010Kitabı okuyor
Yönetici olan oydu, kadındı. Özel- likle Clay'in muhteşem suratındaki ifadeleri izlerken, onu okşarken gözlerinin yukarı doğru kaymasından bunu daha iyi anlayabiliyordu. Bu sırada Clay, Julia'nın avucunun içinde ileri geri gidip geliyordu. Julia boşta kalan elini süveterine sonra da sütyeninin kenarına daldırarak daha önce oraya
Sayfa 94
…O ana kadar çok iyi öğrendiğim tek şeyi biliyordum: Sevgi, sevilen insanın fiziksel varlığının çok çok ötesine geçer. Sevgi en derin anlamını, kişinin tinsel varlığında, iç benliğinde bulur. Sevilen kişinin gerçekte orada olup olmaması, yaşayıp yaşamaması, bir anlamda önemli olmaktan çıkıyor.
Reklam
Get, vicdansız! Kəndini qurtar, yaşa! Ancaq vicdansızları bəslər dünya!
Düşman hər nə qadar aciz olsa da, Məğrur olub küçük sanma, xanzada!
Kendine iyi bak, Bir daha hiçbir ana Doğurmaz seni...
Ahmed Arif
Ahmed Arif
Bilinç onun farkına vardığı ana kadar hiçbir suç unutulmaz.
Bu konuda Prof. Dr. I. Kafesoğlu da, "Nizâmülmülk, nizâmiyeleri devletin teftiş ve himayesi altında işleyen resmí ve muntazam tahsil müesseseleri şekline sokmak suretiyle, din terbiyesi ve öğretiminde inkılap yapmış ve nizâmiyelerin öğretim usulleri ve programları ana hatları ile son zamanlara kadar devam etmiştir" demektedir. O halde, nizâmiyeler devletin resmî müesseseleridir ve kuruluş şerefini Nizâmülmülk'e atfetmek yanlıştır. Bu kurumlar devletin parasıyla açılmışlardır ve Nizâmülmülk'ün buradaki payı, bahsedilen işi başarıyla gerçekleştirmiş olmasıdır ki bu da vezirin görevlerindendir.
Sayfa 100 - M. A. Köymen, a.g.e., s. 374. 297 İ. KafKitabı okuyor