382 syf.
·
Puan vermedi
“Kitlelerin, kavrama ve anımsama kapasitelerinin düşük olduğuna yönelik yaygın kanı yüzünden önemi bir biçimde abartılan tekrarlama yöntemi, sırf kitleleri zaman içinde tutarlılığa inandırdığı için önemlidir.”
(Sayfa 110)
Hannah Arendt
Anımsama bir buluşma şeklidir.
Unutkanlıksa özgürlük.
Ve yine aynı neden dolayıdır ki, hayatı anlamayanlar, ölümü anımsamayı istemezler. Çünkü bu anımsama, onlara hayatın akılsal vicdana uygun düşmediğini gösterir.
Ölümden korkanların bu korkularına neden olan şey, onların ölümü boşluk ve karanlıkla sınırlı görmeleridir. Ölümü boş ve karanlık görmeleriyse, hayatı görmemelerinden ileri gelir.
Sayfa 135Kitabı okudu
"Unutabilme yeteneği akıl sağlığı anlamına gelir. Aralıksız anımsama ise saplantı, delilik anlamına gelir."
Sayfa 43
Anımsama bir an için geri dönmek değildir, kendimizi, geçmişte elinden sıyrıldığımız ölümün kucağında bulmamız demektir; bir şey unuttuğumuzda değil, bir şey anımsadığımızda ölüm aklımıza gelir, çünkü anılarımız ölümün de anıları…
Sayfa 107 - Everest
“Totem Şöleni de, insanlardaki suçluluk bilincinin (ilk günah) kaynağıydı; dinin, toplumsal örgütlenmenin ve ahlaksal kısıtlamaların başlangıcı gözüyle bakılması gereken o feci baba katli eylemini anımsama töreninden başka bir şey değildi.”
Sayfa 74Kitabı okudu
Aşkı korkunun eline terk eden şey de, anımsama ve geçmiş takıntısıdır; çünkü geriye dönük kıskançlık, ihanet ve kötülük işaretleri bulmaktan geri kalmayacaktır.
Sayfa 59Kitabı okudu
Demek ki Platon’da
insan zihni doğuşta, üzerine daha sonra
işaretlerin çizildiği boş bir levha, daha sonra
öğretim yoluyla doldurulan boş bir şişe değildir.
Tam tersine, insan zihni doğuşta doludur ve
onun zihnindeki bu örtük bilgiler, diyalektiğin
de yardımıyla, bir anımsama süreci sonunda
açığa çıkar.
Anımsama bir buluşma şeklidir. Unutkanlıksa özgürlük.
Sayfa 59 - Avrupa yakasıKitabı okudu
Insan, kendisini hayvanlardan ayıran yeni niteliklerle doğmuştur. Bu nitelikler, insanın ayrı bir varlık olarak kendisine ilişkin bilinçliliği; geçmişi anımsama, geleceği gözünün önüne getirme, nesne ve edimleri simgeler aracılığıyla gösterme yeteneği; dünyayı algılamak ve anlamak için bir usa sahip oluşu ve aracılığıyla duyular alanının çok ötesine erişebildiği düşgücüdür.
Sayfa 45
