Hem kronik olarak ve hem de kriz nöbetleri halinde aşırı yiyen kimseler, içsel bir sınır sorunuyla yüz yüzedir. Aşırı yiyenler için yemek sahte bir sınır işlevi görülür. Yemeği, kilo olarak ve daha az çekici hale gelerek insanlardan uzaklaşmak için kullanabilirler. Ya da yemeğe sahte bir yakınlık elde etmek için saldırabilirler. Bu kimselere göre yemekten gelecek rahatlama, sınırların gerekli olduğu gerçek ilişkilerden daha az korkutucudur.