Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ama kimi kandırıyoruz? Kırk yaş kırk yaştır işte. Artık her şeyin daha fazlasına sahibim: Daha bilgili, daha olgun, daha sağduyuluyum. Ve yüzümde daha fazla kırışıklık var, saçımda daha fazla kır. Daha kırgınım ve daha yorgun.
Yaşamımın bir evresi ansızın kesiliyordu, yerini doldurabileceğim bir şey de yoktu, korkunç bir boşlukla kala­kalacaktım.
Reklam
Peki hayatımın değişmesini gerçekten istiyor muyum? Birden anladım ki bu soruya "evet" desen bir türlü, "hayır" desen bir türlü. Her iki sonuç da ürkütüyor beni.
Ben bile kendimi anlamamışken o ne anlamıştı acaba?
İncinmiyorum artık. Kırılmamayı öğrendim.
Elimde olsa cenneti ateşe verir, cehennemi de bir kova suyla söndürürüm ki geriye Aşk baki kalsın.
Reklam
"Mutsuz, pasif, can sıkıntısından bunalmış bir ev hanımı" öyle mi? Yolun yarısını geçmiş, çökmeye yüz tutan bir evlilik içinde mahpus kalmış, sıradan bir kadın? Demek buydu imajı! Kocası da böyle mi görüyordu onu? Peki ya dostları, komşuları?
Aslında karı koca her ikisi de her zaman en iyi becerdikleri şeyi yapmaktaydı: "Anlamazdan gelmek." Bir boşvermişlik içinde geçip gidiyordu günler. O bildik, kaçınılmaz güzergahında, mutada amade, alışkanlıklar üzre, donuk ve tekdüze, adeta tembel tembel, biteviye akıyordu zaman.
"Şu şarap niye günahtır, anlamam" diye mırıldandım. "Madem fenadır cennette niye serbest? Madem cennette serbesttir burada neden yasak?"
Aşkın olduğu yerde, er ya da geç ayrılık vardır.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.