Canım sıkılırsa ben de düşünür, filazof, psikoloji ve psikanalizin kurucularina diyalog yazarım. 😂
Descartes: "Düşünüyorum, öyleyse varım. Ancak bu varlık, sadece bilinç düzeyinde mi yoksa daha derinlerde bir anlam taşıyor mu, Jung?"
Jung: "Varlık, kişinin içindeki karanlık derinliklerde gizli olan kolektif bilinçaltının bir
ey imtiyazlı güzel, uyan derin uykudan
hatırla bülbüllerin divane olduğunu
dün sabah seni görüp çarpılmış gökte güneş
önce anlayamamış ona ne olduğunu
gönderince kalbime ışığını bu gece
bildim bütün aşkların bahane olduğunu
şimdi ben de garip bir haldeyim, biçareyim
şaşırdım ayın kime pervane olduğunu
....
Gelin Birazda Düşünelim: KÖLELİK
Kölelik en genel tanımıyla, bir başka insanın “metası” olmaktır.
Yani kişisel bir özgürlük ya da söz hakkı sadece sahibi tarafından belirlenmesi ve insandan ziyade “makine” olma durumudur.
Dünyada uzun yıllar boyunca çeşitli şekillerde uygulanmıştır.
İlk olarak yaklaşık 11.000 yıl önce ortaya çıkmıştır.
A benim
Oğulotu bitmeyen topraklarda
Şaşırıp kalan kalbim
Senin Türkçen yok mu, anlatıyorum işte
Bir kuş musun ki ürkmek için bahane
Arayıp duruyorsun.
Bize dönecek oysa o güzel ölüm
Yatacağız beraber güzellik uykusuna
Her gün bahar olacak ve onun temizliği
Yeni yıkanmış tül perde ne ki
Benzetecek bizi dağların doruğuna.
Ahahaha!
Allah god engellemiş olmalı ki ona yazmak için bahane arıyor.
Sen salak mısın Meryem Diriliş?
Bu salağın bir de çöküş’ü var biliyorsunuz değil mi? :)
Yaralı gönlümün sazı, tiz ve kalın sesli olsun;
Zîn ve Mem'in aşkının sazendesi olsun.
Gönüldeki derdin şerhini efsane edeyim,
Zîn ve Mem'i bahane ederek.
Perdeden öyle nağmeler çıkarayım ki,
Zîn'i ve Mem'i yeniden dirilteyim.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Sazê dilê kul bi zîr û bem bit
Sazendeyê 'işqê Zîn û Mem bit
Şerha xemê dil bikim fesane
Zînê û Memê bikim behane
Nexmê we ji perdeyê derînim
Zînê û Memê ji nû vejînim
Gandhi modern tıptan nefret ederdi. O kadar çok nefret ederdi ki, zatürreden yatan karısına İngiliz doktorların penisilin vermelerini yasaklamıştı. Çok güç bir seçimle karşı karşıyaydı: karısını kurtarmak veya ilkelerinden fedakârlık yapmak. Ama Gandhi gerektiğinde katı olabilirdi. Karısı ölmüştü, ama ilkeleri sağlamdı.
... Kimi zaman bunun (modern tıbbın) yararlarını gördüğü de oluyordu: örneğin, karısı öldükten sonra sıtma nöbeti geçirdiğinde doktorların kendisine kinin vermelerini kabul ettiği zaman olduğu gibi.
Islamda bahane uyduramazsın, en fazla nefsime yenik düştüm, Allahım sen affet dersin. Örneğin Zina iki cinse de yasak. Fıtratımız şöyle böyle demek sadece kendini kandırmak olur. Haşa haşa Allah fıtratımızı bilmiyor mu?
Her şeyi 4/4 yapamaz kimse ama en azından dürüst olunmalı.