Merak ve gizemin son ana kadar devam ettiği bir kitap önerisi => Kan Hasadı ;)
Başlarda biraz sıkıcıydı :(
Sonrası .... Okuyunuz ;)
NOT:Application error: a client-side exception has occurred (see the browser console for more information).
Bu uyarı beni benden alıyor :((
Kan HasadıS. J. Bolton · Pegasus Yayınları · 2013186 okunma
12 haziran da batı Avrupa kuvvetleri Rus sınırını aştılar ve savaş başladı, daha doğrusu insan aklına aykırı ve tüm insanlıkla bağdaşamayacak bir olay meydana geldi.
Mayıs'ı bekle gönül,
Çalkantı olacak, çırpınacaksın.
Darmadağınık dünyada,
Bir akıllı adam bulacaksın.
Kimse senin ne olduğunu bilmeden,
Herkes senin herkesin ruhundan haberdar olduğunu sanarak....
Mayıs'ı bekle gönül,
Bir diğer barış gönüllüsü Tom Hurndall. Rachel'den (tanımayan yoktur artık diye düşünüyorum) bir ay sonra bu kez bir çocuğu İsrail mermilerinden korurken başından vuruldu ve bir süre bitkisel hayatta kalarak öldü. Ne vatandaşı olduğu İngilizler ne de hiçbir batı ülkesi sesini çıkartmadı. Demek ki Amerikalı ya da İngiliz ya da Filistinli olmak pasaport ile ve kimlik ile değil, yürek ve insanlık ile oluyormuş. Demek ki dünyada iki tane mensubiyet varmış, biri Filistinli olmak yani insanlık vatandaşı, diğeri hangi cehennemin dibiyse işte.
rivayet o dur ki !
uyku ve kuyu arasındaymış ömür masalı
ne üç elma düşmüş gökten
ne de can verilmiş balçığa
o ıssız korularda dilsiz bir söylencedir
Yusuf’tur biraz
biraz kuyu ve zindan
ve şakırdayan zincirlerin sesi
tırmalarken kulağını kölelerin
yağız atların yelelerinde akan çocukluğumdur
ve babam köylüdür çokça
çok esmer, çok
“Türkiye Cumhuriyeti'ni, her biri kendi egemenlik alanını kurmuş tarikatlere teslim edersek asla hukuk düzenine varamayacağız. Suçun peşinde koşan polise, suçluyu cezalandıran yargıya, ülkeyi ilerleten bürokrasiye ulaşamayacağız.
Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben. Evlerin ve kalabalığın ağırlığını sana üstün tutmadım. Yoksulluğun acısından hafif bilmedim acını. Yenilen herkesin boğuntusuydu kaybolduğum uzaklık, yüzün her bulutlandığında. Nereye gidersem gideyim seni yürüdüm hep. Sevincini bir barış, bir bayram sabahı gibi taşıdım içimde. Sesine güvendim, gözlerine en çok yakışan o sürekli yaz ikindisine. Gökkuşağının altından geçen çocukların şımarıklığıydı, kâküllerini her araladığımda gövdemdeki ürperti. Ağzımdaki meneviş sendin insanlara şiir okurken. Bütün öksüzlerin kederiyle baktım yüzüne, ne zaman geleceğini düşündüysem. Bir haksızlığı haykıran herkese senin soluğunu verdim. Bütün hapislerin penceresi yaptım seni. Sonra tuttum kenar mahallelerin yalnızlığını gösterdim, bir özür, bir bağışlanma umuduyla. Kirpiklerinin ömrüme açtığı yolda yaptım bütün kavgalarımı. Söze inandım, gövdene ondan çok. Dönüp dönüp sana geldikçe anladım özgürlüğün aşk olduğunu. Alışkanlıklara yenilmedim ben, seni bir alışkanlığa dönüştürmek istemedim yalnızca.