Gökhan Başkan
@baskanikov
"SANATIN DEĞERİ HAKİKATTEN YÜKSEKTİR"
31 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır ,
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor ,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim ,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını ,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm ,
Sende tattım yemişlerin cümlesini .
Desem ki sen benim için , Hava kadar lazım,
Su kadar mübarek , Nimettensin ,nimettensin !
CAHİT SITKI TARANCI
Neden Napolyon boyundan büyük işlere kalkışıp beceremediğinde bile ne oldum delisi oldu acaba? Eski evin koruyucuları bunu, Napolyon'un sadece kraliyetten gelmemekle kalmayıp, iyi bir aileden gelen bir beyefendi bile olamaması gerçeğine dayandırmaktadırlar. Bu yüzden de doğal olarak toplumdaki yerini hatırladıkça sahip olduğu gücün büyüklüğünden dehşete düşmüştü.
(Dostoyevski-Amcanın Rüyası)
Hayat, büyük bir inatla ve inanılmaz bir kabalıkla ruhumun en güzel harflerini silip onların yerine alay eder gibi son derece saçma, gereksiz, bayağı birtakım şeyler yerleştiriyordu. Onun bu baskısına inatla, öfkeyle karşı duruyordum. Ben de herkesle aynı ırmakta yüzüyordum. Hem ırmağın suyu bana daha soğuk geliyordu, hem de ben herkes kadar kolay duramıyordum suyun üstünde. Zaman zaman, hatta, suyun derinlerine gömülüyormuşum gibi geliyordu.
EKMEĞİMİ KAZANIRKEN - MAKSİM GORKİ
Okur Takip Önerileri
"Onu büyük bir merakla dinliyordum. Ben, büyük ve sağlam yapılı bir adam gördüğüm zaman daima bunun mutsuz bir adam olduğunu düşünürüm. Çünkü yaşam, büyük ve sağlıklı adamlar için değildir: yaşam, küçük, zayıf, güçsüz, sefil insanlar için yapılmıştır. Örneğin, mersinbalığını bataklığa salsanız, yaşayamaz, ölür. Oysa kurbağalar, sülükler ve öteki böcekler temiz ve akıcı bir suda yaşayamazlar. "
Noel Arifesinde - Seçilmiş Öyküler/ Maksim Gorki ( Çev: Hasan Ali Ediz; Cem Yayınevi)
"Kötülük" der Kant, " bu dünyanın efendisidir. İyilik bu dünyaya ait değildir; yalnızca kötülük bu dünyaya aittir."
Biliyorum yüz defa paylaştım ama, şu paragrafın güzelliğine hayran olmayan hayvandır:
"Pencerenin gölgesi perdelerin üstüne vurduğu zaman yedi ile sekiz arası idi, sonra zaman içinde yeniden buldum kendimi, saati işitince. Büyükbabamındı ve babam bana verdiği zaman, Quentin, sana bütün umutların ve özlemlerin mezarını veriyorum demişti; o daha çok insan yaşantılarının saçmalığına varman için acıta acıta kullanılmaya elverişlidir, böylece senin kişisel ihtiyaçlarını babanın ve onun da babasının ihtiyaçlarını karşıladığından daha çok karşılayamayacaktır. Bu saati sana zamanı hatırlayasın diye değil, ara sıra onu bir an unutasın ve soluğunun hepsini onu elde etmek için harcamayasın diye veriyorum. Çünkü şimdiye kadar hiçbir savaş kazanılmamıştır demişti. Dahası savaşılmamıştır bile. Savaş alanı insanların delilikleri ile umutsuzluklarını ortaya çıkarır ve zafer felsefecilerle budalaların hayalidir.
Ses ve Öfke - Faulkner
Maksim Gorki, "Ekmeğimi Kazanırken" de, bir aşçıbaşı ve bir terzi karısından okuma alışkanlığını küçük yaşta nasıl kazandığını anlatır. Terzinin karısı ona birgün Xavier de Montepin'in bir romanını verir. Bu romanı okurkenki hislerini şöyle açıklar Gorki:
"İlk cümle şöyleydi: 'Evler de insanlar gibidir; her birinin bir
"Yüzyıllar yüzyılları izliyor ve yarım milyon tembel, mıymıntı insan büyük bir uyuşukluk içinde pinekleyip duruyor."
"Yüzyıllar yüzyılları izliyor ve yarım milyon tembel, mıymıntı insan büyük bir uyuşukluk içinde pinekleyip duruyor."
“görüyorsun ya, dedi, herkesin kendine göre bir dünyası var.”
DÜNYANIN BÜTÜN DON KİŞOTLARINA
"...Gördüğü şeye değil, kafasında canlandırdığına inanır; gördüğünü kafasında canlandırır ve ona inanır; inandığı gerçek olur ve gerçek kurmaca; kendisiyle gerçek arasına aklını, görmesini, yargısını, zekasını ve beynini sulandıran kurmacalar yerleştirir; katıksız aklının idealine göre yaşar, bu da akıldışılığa dönüşür ve bütün bir sağlıklı
Lise yıllarım Dickens romanları okumakla geçti. Bir romanını her elime aldığımda sözcüklerinin, hikayesinin bütün benliğimi sarması beni hep şaşkınlığa uğratmıştır. Benim gözümde sevgiyi en güzel anlatan edebiyatçıdır. Öyle ki, bütün romanlarını saran saçma sapan tesadüfleri bir an yadırgamadım. Eserleri birçok defa sinemaya uyarlanmasına rağmen romanlarındaki atmosfere hiç yaklaşılamadı.
Sözün özü Dickens eserleriyle tanışmayı geciktireniz varsa yapmayın bu kötülüğü kendinize.
⇛ OKUR OLMAK ÜZERİNE TEZLER ⇚
Anlatı türünde bir eseri okurken her zaman dikkatli olunmalı. Eserin bütünlüğünü algılamadan ve yazarın kafasına girmeyi başaramadan yapılan her türlü okuma çokça eksiktir kanımca.
Dostoyevski’nin hemen hemen bütün eserlerini lise yıllarında hatmetmiştim. O zamanlar benim için epeyce ışıltılıydı bu okumalar. Her sene