Vladimir - Neyin var senin?
Estragon - Mutsuzum
Vladimir - Sahi mi? Ne zamandan beri?
Estragon - Unutmuşum
Vladimir - Bellek ne oyunlar oynuyor bak insana!
Bellek bir birey için neyse,tarihte toplum için odur. Bellek yitimine amnezi,bellek bozulmasına nevroz deriz; tarihini boşlayan ya da çarpıtılmış tarihten beslenen toplum da belleğini yitirmiş ya da Nevrotik bir toplumdur.
Amigdala ne kadar şiddetli uyarılırsa, olay o kadar güçlü bir biçimde yer eder; yaşamımızda bizi en fazla heyecanlandıran ya da korkutan olaylar, en silinmez anılarımız arasında yer alır. Bu da aslında, beyinde iki bellek sistemi bulunduğu anlamına gelir; biri sıradan olaylar, diğeri ise duygusal açıdan yüklü olanlar için.
İslamcıların Piri Şehid Dr.Ali Şeriati'nin böyle bir eseri yok uydurma...
Bütün külliyatı bende var...
Bütün Kitapları Fecr Yayınevinden çıktı..
Ali Şeriati'den dinsiz adam çıkaramazsınız..Lavukluk yapmayın...
Şeriati, yazılarını üçe ayırır:
İçtimâiydi (Toplum Bilim)
İslâmi/ (İslam Bilim)
ve Keviriyât\
Onun bu tasnifini şöyle anlamak
Bu insanlar yazılı bir dil kullanmayı reddetmişlerdi çünkü onlara göre, yazı, belleğin gücünü yok ediyordu. Eğer sürekli alıştırma yapılırsa bellek mükemmel bir işlerlik sergilerdi.
Yakında, bir reklamın sadece görüş ve duyuş alanınıza girmesi bile, etkilenmenize yeterli olacak. Göz ve kulaklarınız ona dikkat etmese de, reklam, bellek devrelerini uyararak satın alma sürecini tetikleyecek şekilde değerlendirecek.
Yakında, bir reklamın sadece görüş ve duyuş alanınıza girmesi bile, etkilenmenize yeterli olacak. Göz ve kulaklarınız ona dikkat etmese de, reklam, bellek devrelerini uyararak satın alma sürecini tetikleyecek şekilde değerlendirecek.
"Bu dünyaya ilişkin ilk izlenimin resmini bulmaya çalışmak, uçsuz bucaksız imgeler denizinde balık avlamaya benziyor. Gittikçe derine iniyorsunuz, bellek zorlandıkça yeni imgeler ortaya çıkıyor."
Rüzgâra karşı yokuş aşağı hızla giden bir bisikletli gibidir bellek.
İstese de istemese de, üzerine tutunur, ağzından içeri girer, saçlarına karışır, tenine yapışır rüzgârın taşıdığı envai çeşit bilgi...
Gecmiste yasama yer yok
Geçmişte, kuşlar ötmez
rüzgâr esmez,
Pencere yıldıza kapalıdır
Aşkın teninde toz vardır.
Yalnızca yorgun bellek vardır
Denize açılmalı,
Ağı suya atıp,
tazeliği yakalamalıyız
Yerden bir taş al,
ve varlığın ağırlığını duyumsa
Ve:
Ölümden korkmamalıyız
Ölüm kuşun sonu değildir
Olüm uçuşun sonu değildir
Ölüm ormanın sonu değildir
Ölüm elma ağacıın her yaprağındadır
Ölüm düşüncelerimizin havasıdadır
Ölüm köyde yaşamdan bahseder
Ölüm bir elma ısırrken ağıza gelir
Ölüm boğazımızda türkü söyler
Ölüm kelebeğin güzelliğinden sorumludur
Gülün sırrını aramamalıyız.
Belki,
yalnızca
gülün büyüsünde yüzmeliyiz.
Yalnızca hastalık bile, hasta olmadığımız zaman asla farkına varamayacağımız süreçlerin farkına varmamızı, bu süreçlerin ne olduklarını öğrenmemizi, onları çözümlememizi sağlar., uyanıp tekrar ayağa kalkana kadar yaşamdan kopan bir adam, bırakın uyku üzerine büyük keşifler yapmayı, uykuyla ilgili küçücük bir gözlem de bulunmayı bile aklından geçirmeyecektir. Aslında o, uyudugunun da farkında değildir. Ama birazcık uykusuzluk, uykunun değerini anlamamız açısından yararlı olacak, karanlığımıza ışık tutacaktır. Çok güçlü bir bellek, belleğin işleyişini incelemek için en iyi araç değildir. ( Marcel Proust)