"Hocam sorun morun yok. Bizim hanım böyle işte. Güya ben geç geliyormuşum, çocuklarla ilgilenmiyormuşum, kendi başına yetemiyormuş. Benim annem beş çocuğu tek başına yetiştirdi. Şimdiki kadınlar bir tane çocuk yetiştirmekten acizler."
Ebeveyn olarak kendi dahi çocuk kalmış sorunlu bireylerin çoğalması oldukça üzücü. Sadece fizyolojik ihtiyaçları karşılanmış olarak büyütülen ve kişilik gelişimi sancılı olanların topluma karışması travmatik soyun çevreye nüfuz etmesinden başka getiri (!) sağlamıyor. Çok eksiğiz ama sürekli doğurmaktan da geri kalmıyoruz. İlkeliz.
Günlük hayatta bazen bana soruluyordu: "Şialarda/Alevilerde Teravih namazı var mı?" diye. Bende bilmediğimden cevap vermiyordum. Aşağı da bir hocanın anlatımı paylaştım. Şialarda Teravih namazı yokmuş ama ona benzer bir namaz varmış. Birde Teravih namazı peygamberimiz zamanında varmış ama normal evde kılınan namazmış. İkinci halife döneminde camide kılınmaya başlamış. Azerbaycan'dakiler diyor mu bilmem ama Türkiye'de bazı Şialar bazen "Aleviyiz" de diyorlar Alevilerde bazen "Şiayız" diyorlar. Zaten değişen bir şey olmuyor. Alevi Hz. Ali (a.s) dostudur, Şia'da taraftar anlamındadır. Ben mesela günlük hayatta millet "Caferilik" mezhebini anlamaz diye "Aleviyim" diyorum. Zaten hiç bir değişiklik yok ama cemevine giden Alevilerde bu Şialarda ki Teravih namazı benzeri namaz meselesi nasıldır bilmem.
Video burada: instagram.com/reel/C4_J0s3M7j...
vakti dolmuş birini hayatında tutmaya çalıştığında, sadece kendine eziyet ediyorsun.
bu çalışmayan bir saatten doğru saati göstermesini beklemeye benziyor.
neden mi böyle düşünüyorum?
çünkü hayatıma girmiş herkes bana bir şey öğretti ve ben öğrettiklerini anladığımda onlar gitti.
"Bizden sonra tufan," diyor Efsun Abla.
"Bizle birlikte tufan," diyor Adnan Abi.
"Tufan?" diyorum ben.
Aralarında yeniyim, onların bildikleri bir sürü şeyi bilmiyorum.
"Yıkılacak bu kahve," diyor Adnan Abi.
"Yıkılacağız hepimiz," diyor Efsun Abla.
Başkalarının seni nasıl gördüğüne dair sürekli kaygılandığın bir hayat yaşıyorsan, tek derdinin “ben” olduğu benmerkezli bir yaşam tarzın var demektir.
Alacak mı verecek mi gardaş bilmedim
Geldim gittim hesabımı görmedim
Ben Allah'tan umudumu kesmedim
Umutlarım kaldı gardaş yarına
Güneş doğar bir gün kara bahtıma
Benim cinlere konser veriyorum, onlarda şaşkın...
Ses, Sabahattin Ali'nin 1937 tarihli son öykü kitabıdır.Beş hikayeden oluşmaktadır.
Yazar kitapta, insan ilişkilerini, toplumsal sorunları ve karakterlerin iç dünyalarını çok güzel yansıtmış bizlere.İçerisinde birçoğumuzun kendinden de bir şeyler bulabileceği hayal kırıklarından,bencilliklerden ve zorlu hayat şartlarından bahseden içten samimi bir eser.Ben büyük bir keyifle okudum sizlere de tavsiye ederim.
SesSabahattin Ali · İthaki Yayınları · 20225,8bin okunma