Sultan Fatih Ayasofya’yı kılıç hakkı olarak özgürlüğüne kavuştururken ne Kilise’nin tehditlerine, ne de Batılı devletlerin ne söyleyeceğine baktı.
Ayasofya kubbesiyle, sütûnuyla İslâm’ındır, İslâm’ın kalacaktır. Bedeli ise yağmur gibi yağan oklara, surların üzerinden dökülen kızgın yağlara aldırmadan surlara tırmanan Ulubatlı Hasan ve on binlerce şehit ve gazi tarafından ödenmiştir.
Ayasofya, Allah Rasûlü’nün fethini müjdelediği, kendisiyle birlikte askerini de övdüğü Fatih Sultan Mehmed’in zafer anıtıdır. Ayasofya, yirmi bir yaşında İslâm’ı cihâna hâkim kılacak iradeyi kuşanan devlet adamının fetih mührüdür. Ayasofya, İslâm’a adanmış hayatlara verilen İlâhi armağandır; “Feth-i Mübîn”dir. Ayasofya, Akşemseddin ve Molla Gürani gibi Allah Rasûlü’nün Sünnet-i Seniyyesi’ne bağlı iki ulu hocanın, irfanın Fatih’in şahsında devletleşme tezâhürüdür.
İhsan ŞENOCAK
#ayasofyacamii #ayasofyakebircamiii