Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Havva

Havva
@birhawwa
“…çirkinliğe karşı incelik, duyarsızlığa karşı lirizm.”
İngilizce Öğretmeni
Gazi Üniversitesi/ELT - Gaziantep Üniversitesi/MA
35 okur puanı
Ağustos 2023 tarihinde katıldı
Peki ya biz kimseyi?
Gelmeyeceği âşikar birini bekleyebilmenin o muhteşem, görkemli, kederli ve korkunç güzelliği. Bizi kimse, bizi kimse böyle bekleyerek ama gene de beklentisizce sevmedi. Peki ya biz kimseyi?
Sayfa 166 - Hep KitapKitabı okudu
Reklam
İhtiyar, kırık dökük İngilizcesiyle yakınıyor. “Bu kuşların hatırına her gün o kadar çok fotoğrafımı çekiyorlar ki… Hayatım boyunca hiç gitmediğim ülkelerde, tanımadığım insanların evindeyim. Ama inanmazsın, benim hiç fotoğrafım yok, kendi evime koyacak” gibisinden bir şeyler mırıldanıyor. Yorgun yüzüne bakıyorum. “Hiçbiri senden çaldıkları o anlara dönüp bakmayacak. Kesil tebessümün çekmecelerde, hafıza kartlarında unutulacak. Bütün bu curcuna hatırlamak değil, unutmak için” diyemiyorum.
Sayfa 163 - Hep KitapKitabı okudu
“Dede! Saatler neden durur?” Onu bir hamlede kucaklayıp omuzlarıma oturturken fısıltıyla cevaplıyorum. “Zaman hep aktığından.”
Sayfa 143 - Hep KitapKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsan hep bir gün çok mutlu olacağına inanır. Şimdi değildir ama bir gün muhakkak, hak edilen o mutluluk gelip kendisini bulacaktır. Gelecekte muğlak bir takvim yaprağına mühürlenmiş o günü, ufak tefek engellerin ayak altından çekileceği münasip bir zamana erteler durur insan. Okulu bitirince, işe girince, evlenince, çocuklar büyüyünce… Sonra genellikle o gün gelemeden de ölür.
Sayfa 72 - Hep KitapKitabı okudu
Bu çocuklar bazen böyle taş gibi konuşup gidiyor. Sonra kim yutacak, kim sindirecek umurlarında değil. Neyse. Anayım ben sonuçta, alınmıyorum.
Sayfa 78 - Hep KitapKitabı okudu
Reklam
Narin, başkalarının açtığı yaraları, neden kendi başımıza iyileştirmek zorundayız ki? Kim geçirecek bunca sızıyı? Kim emecek zehri, kim akıtacak irini? Kim yaralarımızın üzerine kapanıp orada kabuk bağlayacak Narin? Kim örecek yaramızın üzerine kendi terini?
Sayfa 132 - Hep KitapKitabı okudu
Dinlemekte liyakatli usta ama konuşmakta çokla çırak bile olamamış bu yaşlı kadın anneannemdi benim. Ve anlatmaya azıcık hevesi olsa, aslında uzun bir hikayesi bir vardı. Ama ben ne güne duruyorum ki… Torunlar kendilerinden öncekilerin hikayelerini anlatmak için değil mi?
Sayfa 91 - Hep KitapKitabı okudu
Açmayın yüzü ölen Kasım’dır; Sağ gözüm açıldı Sağ gözüm yeniden görüyor Sağ oğlumun ölümüyle kararmış dünyayı Havar ki havar! Havar ki havar! Havar ki, sağ gözümde saklıymış bunca yıldır aradığım cevap Kesikbaş’ın kanlı ağzından çıkacak bir tek sözü boşuna beklemiş durmuşum bunca yıl Gözüme gömülüymüş ardına düştüğüm esrar Havar ki havar!
Sayfa 321 - Metis YayınlarıKitabı okudu
-Ne gerektir bu oyun için kadınlar? -Biraz tül gerektir, biraz ölüm, -Biraz fırtına gerektir, biraz esrar, -Biraz ağu gerektir, biraz zemzem, -Tepeden tırnağa şiddet gerektir, tepeden tırnağa şehvet. -Hiçbir yüzün lekesi düşmemiş ayna gerektir, -Karanlık uçurumların ve kör kuyuların ipi gerektir, -Korkunun ve cesaretin saf bilgisi gerektir, -Kem
Sayfa 181 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Eskiden, çok eskiden meydanlara, avlulara, büyük kasırlara, konaklara süslü tenteler içinde oyun arabaları gelirdi. Tarihten gelen oyun arabalarıydı bunlar. Önlerinde ve arkalarında uzun yolları vardı. Konakladıkları yerin zamanını oynarlardı. Aşiretlerin ve kavimlerin geçmişlerini, geleceklerini oynar giderlerdi. Tarihten gelir ve meçhule giderlerdi. Yazgının dönemeçlerinde oynarlardı oyunlarını. Zamanları karıştırarak zamanları bulurlardı. Oyunları karıştırarak oyunları bulurlardı. Oyuncuları oynadıkları kişilere çok, ama çok benzerlerdi. Kimi zaman ölenlerin bedenleri olurlardı; Kimi zaman yaşayanların hayaletleri. Bizim hatırladıklarımızı başka türlü yaşar; Bizim yaşadıklarımızı başka türlü hatırlarlardı. Uçlarını açık bırakırlardı oyunların Zamanla tamamlarlardı Başka meydanlarda, başka avlularda tamamlarlardı Bir avludan bir avluya, bir meydandan bir meydan gitmeleri zaman alırdı Konakladıkları her meydan onların zamanıyla dolardı.
Sayfa 173 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Gözümü alıyordu esmerliğin…
Sayfa 121 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Sen hiç Ezidi olmamışsen Mahmud, nerden bileceksin yüreğimin gizlisini? Çöz saçlarımı Mahmud. Çöz saçlarımı da köyüme gönder beni. Kırk gündür bir düş gördük diyelim. Kırk gündür bir sevdalı uykudaydık diyelim. Kırk gün geldi geçti diyelim. Çöz saçlarımı Mahmud. Çöz de sal beni.
Sayfa 25 - Metis YayınlarıKitabı okudu
330 syf.
10/10 puan verdi
“Mezopotamya Üçlemesi” Kitabı Üzerine
Hasan’ım Ali’nin beni masal diyarlarında gezdiren eserlerinin haricinde, belki yıllar var böyle harelenmedi içim. Çözülen belikler, ağular, ağıtlar, lanetler, amansız sevdalar, yaman beyler, geyik gözlü kadınlar, sırları kendine mahsus isimler, efsuncular, sapsarı bozkır, yoksulluk değil belki ama yoksunluk. Hepsi içime işledi. Cümleler ve betimlemeler hala sinemde halkanır durur, hissettirdikleri ve sezdirdiklerini ise her daim göğsümde taşıyayım isterim.
Mezopotamya Üçlemesi
Mezopotamya ÜçlemesiMurathan Mungan · Metis Yayıncılık · 2014206 okunma
Havva

Havva

, bir kitap okudu
330 syf.
10/10 puan verdi
Mezopotamya Üçlemesi
Mezopotamya ÜçlemesiMurathan Mungan
8.8/10 · 206 okunma
“İnsan kendi eliyle işlediği şeyden korkar mı?” dedi babam. “Kendi eliyle işlediği güzellik insanı korkutur mu hiç?” Korkuturdu. Sanırım o zaman babam da bilmiyordu ve sanırım hiçbir zaman öğrenemedi. İnsanı en çok korkutan şeyin güzellik olduğunu, ya öyle ya da böyle kendi yarattığı bir şey olduğunu hiçbir zaman öğrenemedi.
Sayfa 19 - Metis YayıneviKitabı okudu
291 öğeden 271 ile 285 arasındakiler gösteriliyor.