Bugün yeni bir yaş daha aldım kalan ömrümden. Bir yaş büyüdüm, belki olgunlaştım. Pek çok yeni vasıf kazandım. Ama en çok yarım kaldım. 26 Ocakta dedemi Hakka uğurladım. Günler geçti hala yerini dolduramadım. Kalemi aldım, bir şeyler yazmaya çalıştım onu hatırlamak için tek kelime edemedim, lal kesildim. Her gelen bir güzellikle geldi. Bilmediğim tüm o anılara gıpta ile baktım. Ama en çok gülen yüzüne hasret kaldım.
Dedemin omuzlarında büyüdüm. O yaş alıp yaşlandıkça ben yaş aldım yürüdüm, büyüdüm. Üniversite kazandım, kilometrelerce öteye gittim en çok onu özledim. En çok onun tarafından özlendim. Hasta olduğu her seferinde büyük bir endişe ile başında bekledim, bir gün o başı son kez elleri ellerimde bekledim.
İsyan etmeden, hüzne değmiş bir kalp ile ağladım, yattığı yere dakikalarca baktım, sesini, şiirlerini tekrar tekrar hatırladım, saatini bir kez daha koluma taktım, her gece onun bize dediği gibi ona iyi istirahatler diledim, yine özledim, yine çok özledim. Hayal ettim, hayaline ortak etti. Dua ettim, dua etti. Hayaller gerçek oldu, diplomayı aldım, geldim, eline bıraktım, mutlu oldu. " Bir gün kapında oturacağım inşallah." dedi. Nasip olmadı. Diplomam henüz bir duvara asılmadı.
Yaşlar ne kadar ilerlese de bir şeyler hep yarım kaldı. Yol geldi dolandı, yine Rabbe ulaştı. Bir kapıdan giren insan, azıcık oyalandı diğer kapıya vardı. Dönüşler mutlak O' naydı.