Size bir tabak dut veren kız, Tac Mahal'e gtmek üzere sözleştiğiniz sevdanız, kalp krizi geçirdiğiniz esnada yanınızda duran adını bile bilmediğiniz o delikanlı, oğul ve babanın rol değiştiği o uzun Ankara tren yolculuğu... Mukadder Gemici bir kitabı özel kılan inandırıcılık ve özel kılma niteliklerini bu eserinde toplamış. Okurken yaşam gözlerinizin önünde belirgin bir şekilde akmaya devam ediyor. Hikayelerin sonlarına şaşırmamak elde değil. Keyifli okumalar...
Asla Pes EtmeMukadder Gemici · Dergah Yayınları · 2011131 okunma
Şimdilik edebiyat kitaplarımızda böyle bir tür yok, ama ilerde "şiir-hikaye" diye, şiirle hikaye arasında ortak bir türe de yer verileceğini umuyorum.
Behçet Necatigil' e ait bu sözün gerçekleşmiş hali Kuş Uçar Kanat Ağlar. Herkesten, 7 milyar insan yalnızlığından oluşmuş bir gönül yorgunluğunu anlatıyor satırlarında. Dünyada bir nebze yalnızlık için okumak çok güzel.
"Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ." der Mehmet Akif İstiklal Marşında. İnsan oluşumuz cüdâmızdır. Asıl vatandan cennet yurdundan ayrı kalışımız. Ama öyle ki cüdâ içinde bir cüdâ var bu dünyada. Bazen vatandan bazen candan bazense canandan. Cüdâ bitse bile hikayenin sonunda hep bir cüda olacaktır hayatta. ölüm gelip asıl yurda varınca bitecekken bu ayrılık.
Bu kitap vatandan ayrı kalan Cüdâ'nın, cüdaların hikayesi. Bosna'nın göç eden evlatlarının geri dönüşü. Osmanlı' dan şimdiye uzanan bir ayrılık hikayesi. Osmanlı şehri Bosna bu kitapta size sesleniyor. Kulak verin...
CüdaHalil İbrahim İzgi · Erdem Yayınları · 201643 okunma
"Okuma hakkınız yok sizin. Başınızdaki o örtüyü çıkarıp öyle girin dersime!"
Çok değil belki on yıl öncesinde Müslüman bir ülkenin üniversite amfilerinde yükseliyordu bu ses. İslamı yaşayan, yaşamaya çalışan genç kızlar dini özgürlük(!) gereğince alınmadılar derslere. Ülkeye ihanet addeddiler onların başörtülerini. Onlar kararlı durmaya çalıştıkça sindirmeye çalıştılar. Okulların önünde eylem yaptılar, coplandılar, imza topladılar, alaya alındılar, ropörtaj verdiler, aslına uygun basmadılar. Bu mücadele o kadar uzun süre devam etti ki bazısı beklemekten vazgeçtiler. Evlilik geldi ardından. Hayalleri gibi ya da değil adamlarla evlendiler, çocuk çoluğa karıştılar... Ama umutla beklediler. Tekrar dönmeyi beklediler. "Eğitim hakkı engellenemez" propagandasında gerçekliği düşlediler. Bu kitap onların hikayesi. Bu kitap bizim hikayemiz. Biz İhtilal çocukları...
Muharrire Fatma Aliye'nin dimağlardan silinmiş, bu zamana kadar toza bulanmış hikayesini büyük bir incelikle, inceden inceye işlemiş Fatma Barbarosoğlu. Ölmeden önce ölen, ömrünü İslam için harcayan, kızı İsmet'in ardında ömrünü tüketen, "babasının kızı" olarak ebediyete intikal eden biri o. Sükutunu kalemine yükleyen, cümlelerini yüreğinde taşıyan bir anne. Fatma Aliye zamanın tozundan arınıp bu kez Fatma Barbarosoğlu'nun dilinden, gözünden çıkıyor karşımıza. Hayranlık, hayal kırıklığı, öfke... Okurken onlarca duyguya mihmandar olacak yüreğiniz...