"...Canım bilirsin, sanıyorum lisede 'inek' derler böylelerine. Teknik Üniversite'de de "kuş" diye çağırırlarmış çalışkan öğrencileri. Böyle garip kuşlara iyi gözle bakılmaz; hele bir de ders kitaplarının dışında bir şeyler okumaya kalkarlarsa... en azından kurulu düzen bozulur diye korkulduğu için hiç acınmaz bunlara. Böyle ukalalara hemen haddini bildirir kalabalık: Bu kuşlar arkadaşlık yuvasından atılır. Onun için kimse "kuş" ya da "inek" görünmemeye çabalar. Aman çalıştığım anlaşılmasın, aman insanlığıma leke sürülmesin.(...) Okullarda her sınıf ikiye ayrılır böylece." dedi profesör; "Herkes kendi toplumunda yaşar: iki ayrı millet gibi. 'Kuşlar' da ötekileri küçümser tabii." Güldü. "Şu iki milleti aynı bayrak altında toplayabilseydik, belki biz de bilim savaşında bazı toprakları ele geçirebilirdik."
Herkes hafızasından, hafızasının zayıf olduğundan kolaylıkla şikayet eder; fakat asla zekasından yakınmaz. Bilmez ki hafıza, zekanın bir unsurudur.
Mustafa İnan