“Misal, şu “kırk” kelimesi. İlk bakıldığında tek bir rakam sanırlar onu. Hâlbuki “kırk”, dolu dolu geçen bir dönem demektir, kemale ermedir, çileyi tamamlamadır, pişmedir, tam olmadır. Anne karnında bir bebek kırk hafta kalınca doğuma hazır olur, ölünün kırkı çıkınca helva dağıtılır, derviş kırk gün çile çeker ve peygambere bile vahiy kırk yaşında gelmiştir. Öyle kıymetli bir zaman dilimini anlatır ki “kırk”, artık ondan sonrası sonsuzluktur. Bu yüzden “ kırk bir kere maşallah!” dediklerinde sayısız kere maşallah demiş olurlar. Tek bir kelime işte böyle çiçek gibi açılıverir onu bilenin dudaklarında, dinleyenin kulaklarında.”
Bu tarzda okuduğum nadir kitaplardan biridir ama çok da beğendiğim bir kitap oldu. Cesur Yeni Dünya’da Huxley, her ne kadar yüzlerce yıl sonrasının dünyasını tasvir ediyor gibi görünse de, aslında bugünün de dünyasını çok çarpıcı bir “dünya modeli” ile gözler önüne sermektedir. Yazar insanlığın dikkatini çekerek uyarmaya çalışmıştır. Genellikle Huxley’nin dikkat çektiği “Dünya Devleti” tıpatıp Amerika’yı işaret ederken, insanoğlunun içinde taşıdığı bencillik ve özgürlüğe karşı denetim tutkusu potansiyeli itibariyle –küresel ısınmanın eşiğindeki dünyada, insanoğlunu nasıl bir kader beklediği belirsizliğine rağmen– gelecek yüzyıllarda başka Amerikaların da boy vermesi elbette kaçınılmazdır. Yani Amerika, günümüz dünyası için sadece bir rol modeldir ve bahsedilen potansiyelin önderliğini yürütmektedir.
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202159,9bin okunma