Çanakkale sadece bir savaş alanı değil, aynı zamanda bir Mucizeler Tarlası'dır..!
Nusret Mayın Gemisi Destanı
Çaresizlik yeni çareler ürettirir. 26 mayın.. 'Kara barut mayını' olarak isimlendirilen derme çatma mayınlardı. Miralay Cevdet bey (Çobanlı) 'belki iş görür' diyerek denize dökmeye karar verdi. Nusret mayın gemisi görevinde başarılı oldu ve karşı donanmanın neredeyse üçte birini hezimete uğrattı. Miralay Cevdet Paşa'ya rapor vermeye giden Binbaşı Nazım bey şöyle demiştir: "Bazen Almanların döktüğü modern mayınlar patlamazken, bizim ustaların yaptığı çakma mayınların fresiz patlamasını anlayamıyorum." Cevdet Paşa bıyık altından güldü: "Bunda şaşılacak bir şey yok bizim ustalar, kullandıkları kara baruta besmele de katmış olmalılar."
Reklam
Boğaziçi suları üstünden, artık düşmanımız olmayan muzaffer ecnebi bayraklı demir zırhlılara baktık. Ne kadar ağır ve uzun geçiyorlar. ~ "Çanakkale'de bunlar girmesin diye saatte on bin Türk'ün şehit düştüğü harpler yaptık," "Yine de girdiler..." "Marifet biz kapıları beklerken girmekti, şimdi nideyim..."
Sayfa 28 - Can Yayınları - 56. BaskıKitabı okuyor
Seyfi isminde ateşli bir yüzbaşı hâlâ harbi kazanacağımızı iddia ediyor, hep Çanakkale'nin ve çölün harikulade kahramanlarını anlatıyordu.
Sayfa 22 - Can Yayınları - 56. BaskıKitabı okuyor
Gerçekten bu millet, mevcudiyetinin en tehlikeli anlarını, İstanbul'da Çanakkale duvarları arkasında, bir de Ankara'da Sakarya vadisi gerisinde geçirmiştir. Onun için derim ki, Çanakkale ve Sakarya, sizi bundan böyle, bütün nesiller üstünde dolaştıracak iki kanattır. Şayet siz, Çanakkale'de o direnişi göstermeseydiniz, Osmanlı imparatorluğu, bir ateş ve çelik tufanı altında çöker gider ve İstanbul'un ölümsüz kubbeleri bizlerin başlarımıza inerdi.
Sayfa 345 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Tarihçilere gelince; gelecekte tarihçiler bu harp hakkında ne yazacaklar bilemem, ama Çanakkale Muharebeleri´nin Türklerin bir nefs-i müdafaa mücadelesi olduğu kadar, kardeşlerini artık körü körüne sadece Müslümanlık bağlarına dayanarak seçmemeleri gerektiğinin de kanlı bir hikayesi olduğu kesindir
Sayfa 121 - EVEREST YAYINLARI-84. BASIM-HAZİRAN 2023Kitabı okuyor
Reklam
M.Kemal'in Başkomutan olması üzerine;
"İngilizlerin de canları sıkıldı. Fazla bir şey yapması mümkün değildi ama M.Kemal Paşa'nın askerliğin yaratıcı bir sanatçısı olduğunu Çanakkale'den çok iyi biliyorlardı."
Sayfa 244 - Bilgi Yayınevi, 105.Baskı, Eylül 2005, AnkaraKitabı okuyor
alıntıda anlatılan konu ile ilgili türk tarih kurumunun yaptığı kısa film ile alakalı bir iki şey söylemek için bu gönderiyi alıntılıyorum.. (ilgili video; youtu.be/7K6LL04iPd0?si=... ) 1. videoda yer alan Mustafa Kemal'in üniforma yakalıkları o dönem Mustafa Kemal'in kullandığı yakalıklar değildir.. zira o
Poyraz Ayrıç

Poyraz Ayrıç

@PoyrazA
·
16 Nisan 16:09
Mustafa Kemal'in 15 Mayıs 1919 günü Sultan Vahdeddin ile yaptığı görüşmede, Vahdeddin'in Mustafa Kemal'e söylediği şu sözler bugüne kadar süren bir tartışmaya neden olmuştur: "Paşa, Paşa, devleti kurtarabilirsin!" Vahdeddin'in bu sözlerini duyan Mustafa Kemal de ciddi şekilde şaşırmış ve hayrete düşmüştür. Hatta ilk
Sayfa 219 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
MÜTHİŞ BİR TREN Kıraathanenin camları önüne oturmuşlardı. İki arkadaştılar. Nargilelerinin marpuçlarını emerek susuyorlardı. Zayıf olan, lülenin ateşini nargilenin kehribar ağızlığıyla düzeltti. Bir-iki nefes daha çekti. Marpucu sardı. Nargileyi önünden itti. Bu, yüzü karanlık, karışık bir adamdı. Kalın kaşları vardı. Bu kaşların altında
312 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Kurt Kanunu
Cumhuriyetin en bunalımlı dönemlerinden biri olarak değerlendirilen İzmir Suikasti olayına karışan ve karıştırılanların dramını ele alan romanda karakterlerin diyalogları yoluyla dönemin siyasi güç dengelerini, İttihatçılar arasındaki iktidar kavgalarını ve bu konuda Osmanlıdan itibaren ittihatçıların eylemlerinin öz eleştirisini gözler önüne
Kurt Kanunu
Kurt KanunuKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20184,400 okunma
Reklam
Atatürk, 19 Kasım sabahı, Dolmabahçe Sarayı'nda kılınan cenaze namazı sonrasında, Sarayburnu'ndan Yavuz zırhlısına alındı, yüz pare top atışıyla selamlanarak, İzmit'e doğru yola çıktı ve İzmit'ten trenle Ankara'ya nakledildi. Gerisini Susy, Atalayların evindeki radyoda, diğer apartman çocuklarıyla birlikte dinledi.
“Bir elimizi bağlasalar tek elimizle Çanakkale’yi geçeriz!” Çanakkale Cephesi’ni böylesi küçük bir lokma gören İngilizler, tarihin en büyük müdafaası karşısında mağlup olacaklarından habersizdirler.
Sayfa 127 - Gökhan GökçekKitabı okudu
Mustafa Kemal'in bütün ümidi bu yorgun ve çilekeş halktadır.
Benz - Mercedes otomobil yine bozulmuştu. Mustafa Kemal Paşa yol kenarında tarlasında çift süren bir köylüyü gördü. Kendisine yaklaştı ve şunları söyledi: "Hemşeri! Düşman Samsun'a asker çıkaracak. Belki buraların hepsini ele geçirecek. Sen ise rahat, toprağı sürüyorsun? Köylünün cevabı ise şöyle oldu: - Paşa, Paşa! Sen ne diyorsun. Biz üç kardeştik. İki de oğul vardı. Yemen'de, Kafkas'ta, Çanakkale'de hepsi elden gitti. Bir ben kaldım. Ben de yarım adamım. Evde 8 öksüz yetim ile üç dul kalmış kadın var. Hepsi sabanımın ucuna bakarlar. Şimdi benim vatanım da yurdum da, naha şu tarlanın ucu. Düşman ora gelinceye dek benden hayır bekleme…" Mustafa Kemal'in bütün ümidi bu yorgun ve çilekeş halktadır.
Sayfa 231 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
1. Dünya Savaşı'nda ilk çöken imparatorluk Rus İmparatorluğu'dur. Rusya savaşa Sırbistan'ın savunması için girmişti. Ancak pek çok Rus devlet adamının iştahını kabartan bir başka hedef daha vardı: İstanbul ve Çanakkale boğazlarını elinde bulundurmak. Boğazların kontrolüne sahip olmak, Karadeniz'e giriş ve çıkışları kontrol etmek demekti. Böyle bir kontrol Rusya için stratejik ve ekonomik açıdan çok büyük önem taşıyordu. Örneğin Rus-Japon Savaşı'nda (1904-1905) Boğazların Rus savaş gemilerine kapanması, Karadeniz donanmasını işlevsiz hale getirmişti. Kasım 1913'te Çarlık hükümeti, "Avrupa'da büyük bir savaş çıkması halinde" Rusya'nın İstanbul'u ve Boğazları almaya hazır olması gerektiği sonucuna varan bir gizli raporun bulgularını kabul etmişti. Ancak bunun uygulanmasını zorlaştıran iki neden vardı: Londra, Rusya'nun İstanbul ve Boğazlar'a yönelik girişimlerine kesin bir kararlılıkla karşı duruyordu. İkinci neden ise karşısında Almanya ve Avusturya orduları bulunduğu sürece Rusya'nın İstanbul'un üzerine karadan yürümesi mümkün değildi. Rus ordularının Genel Karargâhı'ndaki (Stavka) üst düzey görevliler, bu görevin başarılabilir bir görev olduğuna da pek inanmıyorlardı. Boğazlara hâkim olmak için Anadolu'nun bir bölümünün kontrol altına alınması zorunluydu. Çar Nikolay Nikolayeviç de Boğazlara yönelik harekâtı Viyana ve Berlin'i yenmekten uzaklaştıran zararlı bir harekât olarak görüyordu. Rusya ne Boğazları alabilir, ne de ellerinde tutabilirdi. Şubat 1917'de gerçekleştirilen ihtilal ile çarlık rejimine son verilmiştir.
Sayfa 183 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Atatürk'ün not defterlerinden,
14 Temmuz 1918, Pazar. Matmazel Brandner'i bekliyordum. Karlsbad'ın güneybatısındaki eski şatosuyla tanınan Elbongen'e otomobille gitmeye karar vermiştik. Otomobil Eger nehir kıyısındaki yolu takip ediyordu. Matmazel Brandner Türk ordusuna ilgi duyar gibi görünüyordu. Bana ordumuzun sayısı ve mevcutları hakkında soru sormuştu.
Sayfa 150 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.