Tek derdimiz kendimizi oyalamak ,bu doğru; ne var ki yazgısını unutmak için boş işlerle uğraşan tutuklular gibi değil ,vakit geçirmek için yassı kenarı işleyen genç kızlar gibiyiz, hepsi bu..
Hiçbir şeyi ciddiye almaksızın ,duygularımız dışında hiçbir şeyin gerçekliğinden emin olamayacağımızı aklımızdan çıkarmaksızın, bilinmeyen uçsuz bucaksız topraklar gibi yokladık duyguları ,içlerinde bir sığınak aradık...
Tam olarak delilik sayılmaz bu halim ama delirenler herhalde kendilerine acı veren şeye teslim oluyordur, ruhundaki sarsıntılardan yavaş yavaş zevk almayı öğreniyordur--hissettiklerim de buna pek uzak sayılmaz doğrusu.
Hissetmek-ne renktir acaba?
Bir yığın tüketim ürünleri ile dolu hayatlarında şimdiki çocuklar çok yalnız..
Yaratıcılığı kışkırtan yokluk ortamında değil, sıkıntıyı büyüten derin bir tembellik ve umursamazlık yaratan bolluk ortamında büyüyorlar..
"Yaşamaya ,insanlara katlanamayacağımı düşünürdüm ve kendimden utanırdım ;ama şu anda benim için katlanılmaz olanın hayat olmadığını gösteriyorsun..." diyor Franz..
Bu değerli eseri birlikte okumaya karar verdik 😊☘️
Hadi bakalım keyifle okuyalım 🤗🙏🏻📚