Çocukluğumun yitip gitmesi değil ağladığım; çocukluğum da dahil her şeyin yitip gitmesi..
Can Yayınları/37. Baskı/2022Kitabı okudu
Dindar ve iyi bir annenin olanca özeniyle geçen çocukluğum bende sökülmez bir din duygusu ve yıkılmaz bir ahlak düsturu bırakmıştı.
Reklam
Kitapları annemin bana aldığı pastaların ambalaj kâğıtlarıyla kaplıyorlar, okumaları bittikten sonra çatı katındaki küçük odada saklıyorlardı. Artık çocukluğum değil, annemle babamın kitapları yasaklı zamanlar yaşıyordu. Onlar için üzülüyordum. Ama anneme göre bir gün onların bu tutsaklıkları, yasaklıkları da bitecekti.
¶¶ Unutmak! ben büyüdükçe o benim çocukluğum ¶¶
Gel gidelim çocukluğum Bu diyar bizde huzur bırakmadı
...Beynimde havai fişekler patlıyor ve büyüyorum. Gözlerimdeki yaşlar konuşup bir şeyler anlatmaya çalışıyor ve susturamayacak kadar halsiz hissediyor çocukluğum...
Reklam
Anneler Günü...
Açma kapımı, üşür yaralarım anne... Aklımın yangınlarına inat üşür yüreğim. Sorular, öğütler, dersler, kaybedişler… Titrek yüreğimde değeri yok hiçbirinin. Kapımı açan asi rüzgâr, içeri savurur anılarımı. Pervasızca odama dağılır zamanlar. Annemin kızgın sureti canlanır içimde. “Toplayacağım anne”, “Çocuk yanımı bulabilirsem, düzelteceğim
Hiç utanmam kalbimi teşhir etmekten. Acım öyle konuşkandır ki, hiç utanmam çektiklerimi anlatmaktan. Utanırım aslında, ama utancım acımın yanında komik kalır. Kapanmak ve susmak gerektiğini, hatta daha önceleri nasıl okyanuslara açıldıysam, yine öyle yapmam gerektiğini düşünürüm. Ama hiçbir şey yapamam yine de… Ne kapanırım kendime, ne de susarım. En acısı okyanuslara açılmayı artık hiç göze alamam… Çünkü bilirim ki nereye, hangi açık denize gidersem gideyim, benimle birlikte oraya gelecektir o iki ucu keskin hançer. Bir yanım özgürlüğüm, doğrularım; öbür yanım hiç büyümemiş çocukluğum, hiç kapanmayan yaralarım… Hançerin bir yanına sarılsam asi yalnızlık; öbür yanına sarılsam kaybolmuş özgürlüğüm, bu aşkla açılan yaralarım, bu aşkla ortaya çıkan o hiç büyümemişliğim ve onca yıl kendimden bile sakladığım düşkünlüğüm… Ve öyle konuşkandır acı ve öyle derin, öyle gizli bir yerden çıkıp gelmiştir ki aşk, burada, karada küçümsediğim ne varsa utanmayıp onlar gibi düşünmeye başlarım.
"benim için ağlama anam, mezara girmek üzereyken."
Sayfa 64 - kültür yayınlarıKitabı okuyor
Adalet teyze bizi başkalarından ayırmazdı. Ona göre başkaları diye bir şey yoktu. "Biz insanlar..." derdi, ben o insan hikâyeleri içinde gezen bir Selvi hayal ederdim. Diğerlerinin, başkalarının ya da işte o ötekilerin hikâyelerinde bir kahraman olduğumu düşünür dalardım uykulara. Ahh benim Adalet teyzem, biricik çocukluğum...
Reklam
Boğuldum, boğuldum, boğuldum. Düştüğüm suyun içinde çırpındım, bana bir el uzansın istedim ve su yüzeyine çıkamadım. Gölgeler artık beni kurtaramazdı, bencil çocukluğum bulunduğu yerde mutluydu fakat o iki yanımdaki yüzün de suyun altında benimle beraber boğulduklarını gördüğümde kurtuluşum artık imkânsızdı. Sonuçlara katlanabilirdim lakin o sonuçlar, başkalarının da canını yakmasıydı. Nedenlere inanabilirdim lakin o nedenler, canımı fazlasıyla yakmasıydı.
Hüzün ve sevinç, insanların içinde yan yana, neredeyse birbirinden ayrılmayacak gibidir; fark edilmesi zor, akıl almaz bir hızla birbirlerinin yerini alırlar.
Çocukluğumun yitip gitmesi değil ağladığım; çocukluğum da dahil her şeyin yitip gitmesi.
Sayfa 341 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Yoksulluk ve hürriyet arasındaki ilişki
Fakir düşmüş bir ailede doğdum. Buna rağmen çocukluğum epeyce mesut geçti. Fakirlik, içimizde ve etrafımızda ahenk bulmak şartıyla ve şüphesiz muayyen bir derecesinde zannedildiği kadar korkunç ve tahammülsüz bir şey değildi. Onun da kendine göre imtiyazları vardır. Benim çocukluğumun belli başlı imtiyazı hürriyetti. Arkadaşlarımın çoğu gibi mektebe lalalarla, uşaklarla gitmedim. Ne yeni, süslü elbiselerim, ne su geçmez potinim, ne sıcak paltom vardı. Daima diz kapaklarım yamalı, daima dirseklerim biraz dışarıya fırlamış gezdim. Hiç kimse mektebe giderken bin türlü sıkı tembihle beni öpmedi, ne de akşamüstü yolumu dört gözle beklediler. Hattâ eve ne kadar geç gelirsem etrafımdakiler o kadar rahattı. Bununla beraber mesuttum. Bütün bu şeylerin yokluğuna karşılık hayatı ve sokağı kazanmıştım. Mevsimler, insanlar, hayvanlar, eşya en munis, en değişik yüzleriyle benimdiler.
Sokaklarımda yangın,içimde çocukluğum.
Resim