Oxford ingilizcesini bu kadar güzel konuşan bir insan lngiltere'ye düşman olamaz. lste­ se de olamaz!.. Açıklayacağım gizli şudur: Yunanistan'ın lzmir'e asker çıkarmasından önce, kan dökülmemesi için Kralımızın hü­ kümeti, bilhassa biz askerler, bütün tedbirleri aldık. Birinciye dögüşmesi umulan Nurettin Paşa'yı degiştirttik. Türk birlikleri­ nin silahlarını topladık, toplarının kamalarını söktük! - Saldırıyı önleseydiniz, Yunanlılar'ın silahlarını alsaydınız aa, işgal hiç olmasaydı... - Dedim ya, her zaman akıl idare etmiyor memleketleri. .. - Loyit Corc bu kadar akılsız mı? Akılsızsa nasıl oluyor da, lngiltere gibi büyük bir memleketin başına getirilebiliyor? - Bunu size anlatmak güç ... Ingiliz demokrasisinin oyunu­dur bu ... Çogu zaman akıllı lngilizler de, demokrasi denilen bu maskaralıktan memnun değil ama, çaresiz katlanıyor.
O halde, demokrasi esasına müstenit bir devlet, içtimaî muavenet sistemi, veyahut bir iktisadî teşkilat sistemi değildir. Bunun için bu sahalara ait işlere, devletin karışmaması, bütün bu mahiyetteki işleri fertlere veya fertlerden mürekkep şirketlere bırakması mümkündür.
Reklam
Demokrasi denilen şeyin, birilerinin istediği biçimde uygulanan bir şey olduğunu henüz bilmiyordum!..
İradenin Davası
Zamanımızın meselesi ne teknik, ne atom, ne siyaset meselesidir. Zamanımızın meselesi irade meselesidir.
İnsanlığımızın yükselişi,ne değişime, ne inkar yolu ile, ne din adına merasimler ve kaideler içinde bunaltılmış taassupla oluyor. İnsanlığın yükselişi, ilâhî iradeye iştirake götüren yolda ilerleyiştir.
İnsan, iradesi ile değer kazanır. İrade, içimizden dışa çevrilen itici kuvvetlerle frenleyici kuvvetler arasında şuurlu bir denkleşmedir.
Reklam
Aynılaşmış toplumlardan, cemaatlerden, yapılardan ürkerdim oldum olası. Bireysel farklılıkları hoş görmeyen, çoğulluğu teşvik etmeyen ortamlardan ne sanat çıkar ne felsefe ne demokrasi.
Sizce haklı mı?
Bir ilacı fazla alırsan seni öldürür. Yani normalde iyileştirmesi gereken ilaç seni öldürür. Demokrasi ilaçlara benziyor, fazlasını aldığında öldürüyor. Atatürk 1923'te tek partili sistemden çok partili hayata geçseydi inkılaplarından hiçbirini yapamazdı.
Bu ülkede gerçek demokrasi isteyenler varsa seçimler 2 yılda bir olsun. 1 yılın sonunda hükümet halka hesap versin. Halk hükümeti ibra ederse 2. yıl da devam etsin yönetime. Tıpkı spor kulüpleri gibi. İbra olmazlarsa seçime. Veeee not: HER HÜKÜMET NE KADAR PARA ORTADAN KAYBOLDUYSA 2 KATINI ÖDEMEKLE MÜKELLEFTİR yasası gelsin bitti. Halk zırt pırt sandığa gitsin gerekirse ama adayını halk seçsin.
Bireysel farklılıkları hoş görmeyen, çoğulluğu teşvik etmeyen ortamlardan ne sanat çıkar ne felsefe ne demokrasi.
Reklam
Bir diğer seçenek Okuduk ,üzüldük ,güldük
Hz. Ömer (r.a.) anlatmaktadır: "Cahiliyye devrindeki günleri düşündüğüm zaman, birşeyi hatırlar üzülür ağlarım, diğer birşeyi hatırlar o zamanki halimize gülerim!" Sorulduğunda şöyle cevap vermiştir: "O zamanki cahiliyyenin tesiri altında kalarak kızımı öldürmeye karar vermiştim. Kızımı öldürmek için çukur kazarken kumlar yüzüme, sakalıma doğru bulaşmıştı. Kızım ben onu kumların İçine gömüp öldüreceğimi anlamamıştı ve: "Babacığım yüzüne, sakallarına kumlar geliyor" diye sakallarımdaki kumları silmeye çalışmıştı. Ben yine o zamanki cahiliyye anlayışının tesirinde kalarak kızımı çukura atarak kumlara gömmüştüm. İşte bunları düşündükçe o zamanki durumumu düşünüp çok ağlarım. İnsan kafasına dayanan bu örf ve adetin (başka ifadeyle kanunların) neticesini düşündükçe kendimi tutamam. Hatırlayıp güldüğüm şeyde şudur: Bir yere gideceğimiz zaman kendi elimizle hamurdan putlar yapardık, pişirirdik sonra da bu putlara tapardık. Acıktığımız zamanda kendi elimizle yapıp taptığımız putları yerdik. İşte bunuda düşündükçede gülerim" diye anlatmaktadır
“Basın özgürlüğü, demokrasi için önemli değildir. Demokrasi işte budur!” —Walter Cronkite
Resim